POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 23.12-29.12.2019

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 23.12-29.12.2019

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 23.12-29.12.2019

LİBYA MACERASI HAZIRLIKLARI

Yılın son günlerinde iktidar, içeride ve Suriye’de sürdürdüğü savaş politikasını Akdeniz ve Libya üzerinden daha geniş bir coğrafyaya yaymak için adımlarını hızlandırdı.

AKP, bütçe görüşmelerinden sonra tatile giren ve normalde bir hafta sonra açılacak olan meclisi bu hafta çalıştırarak Libya’ya asker gönderme teskeresini alel acele çıkarmak istiyor. En son Erdoğan yaptığı açıklamada bir kez daha Libya’ya asker göndereceklerini belirterek meclise sevk ettikleri tezkere dikkat çekmişti. Hatay’a giderek sınır birliklerini denetleyen ve Libya’ya asker gönderme tartışmalarına değinen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Yurt içinde ya da sınır ötesinde TSK her türlü görevi yapmaya hazırdır" dedi. Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın da “Teskere meclise gelecek. Meclisten geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan karar verecek. Teskere çıktıktan sonra çeşitli değerlendirmeler sonucunda asker gönderme durumu olabilir ancak bu bir süreç” dedi. Ayrıca Kalın, Libya’ya siyasi çözüm arayışlarını da, “Hafter saldırılarına devam ettiği takdirde Berlin'de Libya adına zirve yapmanın bir anlamı kalmayacak. Hafter geri çekilecek ki siyasi bir sürecin anlamı olsun” sözleriyle değerlendirdi. Şimdiye kadar AKP’nin Kürtlere yönelik bütün savaş teskerelerine tartışmasız destek veren CHP ve İYİ Parti gibi muhalefet partileri Libya’ya asker gönderilmesi konusunda da farklı bir tutum sergiliyor. İYİ Parti bu teskereye sıcak bakmadığını belirtirken, CHP Türkiye’nin Libya’da savaşa taraf olmaması gerektiğini belirtiyor. HDP ise savaş teskerelerine karşı ilkesel tutumunu sürdürüyor ve AKP’nin savaş politikalarına esastan karşı çıkıyor.

Türkiye’de bu tartışmalar sürerken, Libya’da çatışmaların şiddetlendiğine ilişkin haberlerde de geliyor. Bir süre önce paralı askerlerin karşılıklı sevk edildiği Libya’da Hafter’e bağlı güçler AKP’nin desteklediği UMH’nin denetiminde olan başkent Trablus’u ablukaya almış durumda. Erdoğan ve AKP’nin Libya’ya asker gönderme acelesinin de Hafter’in Trablus’u ele geçirmesine engel olmaktan kaynaklı olduğuna ilişkin kulis bilgiler basına yansıyor. Doğu Akdeniz ve Libya konusunda Türkiye’nin karşısında yer alan Yunanistan’dan da önemli bir açıklama geldi. Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis Türkiye ile ülkesi arasında "Akdeniz'deki yetki alanı" hususunda anlaşma sağlanamazsa konuyu Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na götüreceklerini açıkladı. Çatışma haberlerine ilişkin bir sıcak gelişme de Irak’ta yaşandı. ABD, Irak ve Suriye’de İran yanlısı Hizbullah güçlerini ait 5 noktayı hava saldırısıyla vurduğunu açıkladı. İran bir süre önce Rusya ve Çin ile yaptığı ortak tatbikata ilişkin, “Tatbikat alanına yanaşan her türlü hava aracı imha edilecektir” tehdidinde bulunmuştu.

KANAL İSTANBUL PROJESİ

Kanal İstanbul’a ilişkin tartışmalar da derinleşiyor. Bütün emareler AKP’nin Kanal İstanbul’u yeniden bir toplumsal gerilim kaynağı haline getirerek bunun üzerinden güç gösterisinden bulunmak istediğini gösteriyor. Ayrıca kimi gözlemcilere göre, tartışmanın yeniden bu düzeyde ateşlenmesinin nedenlerinden biri de, bunun AKP tarafından 2020 yılında yapılması muhtemel bir erken seçim projesi haline dönüştürülmesinden kaynaklanıyor. AKP’den doğru tartışmaya en son İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dahil oldu ve tartışmanın AKP tarafından daha da derinleştirileceğini göstermiş oldu. Soylu, "Birileri çatlasa da patlasa da 2011'de milletimiz karar verdi, Kanal İstanbul'u yapacağız. 2020'de moralimiz daha güçlü olacak. Daha kuvvetli ve üreten bir Türkiye olacağız" dedi.

Geçen hafta basına da yansıyan haberlere göre, Kanal İstanbul projesinin hiç de yeni bir proje olmadığı ve 1950 yılında ABD tarafından Marmara Kanalı adı altında hazırlandığı ortaya çıktı. Marmara Kanalı için ABD'de hazırlanan proje çizimleri basına yansıdı ve Politika Gazetesi Facebook sayfasında da konuyla ilgili haber yayınlandı.

Ekolojistler ve çevreler Kanal İstanbul projesine karşı çıkarken aynı zamanda bu konuda toplumda oluşan duyarlılığın Hasankeyf konusunda oluşmamış olmasına da işaret ediyor.

 

YENİ YILI KARŞILARKEN

2019 yılının son günleri ve 2020 yılını karşılamaya bir gün kalmışken 2019 yılının muhasebesini yapmak herkes için gereklidir diye düşünüyoruz. 2019 yılı bir yandan AKP-Saray Rejimi'nin Mahalli İdare Seçimlerinde uğradığı yenilgi ile anılacakken, diğer yandan dağılmanın, çürümenin ve başarısızlığın aynı rejim tarafından sansür, baskı ve ekonomik-siyasal kriz ile anılacağını da unutmamak gerekir. Toplumsal gelişmeleri önceden bire bir kestirmek zor bir konudur ancak bizler şimdiden öngörebiliriz ki 2020 yılı büyük bir ihtimalle ve muhtemelen 2019 yılında biriktirilen sorunların ve kabına sığmaz bir şekilde sıkışan toplumsal alandaki krizin bir barajın kapılarının açılması misali maddi bir güce dönüşeceğidir. Bu temenni ve bilinçle tüm okurlarımızın, çevremizin ve dostlarımızın yeni yıllarını en içten dileklerimizle, yoldaşlık duygularımız ile kutlarız.


Konuyla ilişkili diğer makaleler