POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 30.12.2019-05.01.2020

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 30.12.2019-05.01.2020

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ  30.12.2019-05.01.2020

ABD-İRAN GERİLİMİ

Cuma günü İran’ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesiyle başlayan İran-ABD gerilimi tırmanarak devam ediyor. Gelişmeler bu gerilimin önümüzdeki uzun bir sürede varlığını sürdüreceğini gösteriyor.

Gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali yüksek olduğu kadar, farklı yöntemlerle her iki ülke yönetiminin bu gerilimi kontrollü bir şekilde sürdürme ihtimalini de gözardı etmemek lazım. Herkesin odaklandığı nokta İran’ın bu saldırıya bir misilleme de bulunup bulunmayacağı bulunacaksa bunun yöntemi, dozajı ve ABD’nin olası karşılığını merak ediyor. Zira bu gerilimin gidişatını da belirleyecek temel hususlardan biri. Cuma gününden beri konuya ilişkin özellikle ABD ve İran’dan çok sayıda karşılıklı tehdit açıklaması yapıldı. İran, “Bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz” tehditlerini sürdürürken, ABD Başkanı Trump aynı tonda, “Eğer İran saldırırsa 52 noktayı hedef alabiliriz” açıklamasında bulundu. Tehditler sadece açıklamalarla sınırlı kalmadı. ABD bölgeye şimdiye kadar yaklaşık 5 bin civarında asker sevk etti, Kuveyt başta olmak üzere bazı askeri üslerini teyakkuza geçirdi. Ayın teyakkuz halinin İran’da da olduğu görülüyor. İran Kum şehrinde “intikam” anlamına gelen kırmızı bayrağı göndere çekmişti. Gerilim şimdilik daha çok Irak üzerinden sürdürülüyor. ABD Süleymani suikastinden sonra bir kez daha Irak’ta Haşdi Şabi güçlerini hedef aldı. Haşdi Şabi’den Iraklı güçlere “ABD üslerinden uzak durun” çağrısı geldi. Şii Lider Muktedar el Sadr işin içinde, Hizbullah işin içinde. En son Irak Parlamentosu hükümete yabancı güçleri ülkeden çıkarma çağrısı yaptı ki, bu çağrıyı doğrudan “ABD askerlerini ülkeden çıkar” şeklinde okumak ve bir İran açıklaması olarak görmek mümkün. Bu çağrıya Trump’tan “Irak ABD hava üssünün bedelini ödemeden çıkmayız. Bunu zorla yapmak isterlerse Irak’a şimdiye kadar görülmemiş düzeyde yaptırım uygularız” sözleriyle cevap verdi. Suni gruplar ile Kürtler Irak parlamentosundaki oylamaya katılmamıştı. Ancak KDP ve YNK Süleymani’nin taziyesine katılarak aslında İran’dan gelebilecek olası saldırılara karşı da bir çeşit “bu olayın tarafı olmak istemiyoruz” mesajını vermek istedi.

ABD öncülüğündeki IŞİD Karşıtı Koalisyon ise gerilimi gerekçe göstererek Irak’taki faaliyetleri durduğunu açıkladı. Bu gerilim yeniden IŞİD’in alan zemin bulmasına, radikal örgütlerin ortaya çıkmasına neden olabilir ki, IŞİD Karşıtı Koalisyonun açıklamasını da buna alan açma girişimi olarak okumak mümkün. Dolayısıyla bölgede bulunan halkların her türlü saldırıya karşı hazırlık yapması gereken bir dönem yaşanıyor. Bölgesel ve küresel güçlerin resmi düzeyde açıklamaları genelde gerilimi düşürmeye yönelik oldu. Rusya ve Çin, itidal çağrısında bulundu. AB, gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşmesini engellemek amacıyla İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’i Brüksel’e davet etti. Gerilimi açıkça körüklemeye çalışan tek siyasetçi Erdoğan oldu. Erdoğan dün katıldığı bir programda Süleymani’nin ABD açısından önemli bir isim olduğunu vurgulayarak “Herhalde bunu karşılıksız bırakmazlar” dedi ve gerilimi körüklemeye çalıştı. Bu arada gerilim etrafında ittifaklarda hızlıca gelişiyor. İngiltere ise olası bir çatışma halinde İran’a saldırabileceğinin işaretini verdi ve gerilimden sonra İngiliz donanmasına ait iki gemi Hürmüz Boğazına sevk edilmişti. Daha önce benzer bir açıklama İsrail’den gelmişti. İran’ın ise doğal müttefikleri olarak Şii hattını, bölgedeki kimi devletleri ve Hizbullah gibi devlet dışı güçleri saymak mümkün. Türkiye’de iktidara yakın çevreler mezhepçi bir yaklaşımla Süleymani’ye yönelik hakaret içeren bir üslup kullanırken, Erdoğan’ın Hamaney ile görüşmesinde Süleymani için “Şehit” dediği ileri sürüldü. İranlı yetkililerin yaptığı bu açıklama AKP yetkilileri tarafından yalanlandı.

 

LİBYA TEZKERESİ

Libya gerilimi sürüyor. Türkiye’nin bir süre önce askeri destek vermek için tezkere çıkardığı Trablus’taki hükümetin başbakanı Sarrac’ın İngiltere’de görüldüğü ve kaçmış olabileceği belirtiliyor. Hafter’in Trablus saldırıları ise yoğunlaştı. En son dün bir askeri okula yapılan saldırıda en az 30 öğrencinin hayatını kaybettiği açıklandı. Hafter güçleri Türkiye’nin bölgeye asker gönderme ihtimaline karşı “cihat” çağrısı yaparak, halkın silahlandıracaklarını açıklamıştı. Yine Hafter güçlerinden Türkiye’ye “Donanmamız deniz sınırlarımızı koruyarak sizleri bekliyor olacak” mesajı iletildi. Arap Birliği, Mısır ve pek çok arap ülkesinden sonra Arabistan doğrudan Türikye’nin tezkere kararını kınadı. Afrika Birliği ise Türkiye’nin attığı adımın gerilimi arttıracağına yönelik kaygısını dile getirdi. AKP’nin bu savaş isteği ve yarattığı kriz hali insanların yaşamlarını çekilmez hale getiriyor. ABD-İran gerilimi ile birlikte dolar kuru 6 TL sınırına dayandı.