Rahat Uyuyabiliyor musunuz?

Rahat Uyuyabiliyor musunuz?

Türkiye’nin üçte biri savaş koşullarında yaşıyor. Savaş Kürt illerinde. Sivil halk tank ve havan bombaları altında ölüm kalım mücadelesi veriyor. 11-16 yaş arası çocuklar, 60-70 yaş arası yaşlılar, bebeler, analar, teyzeler, amcalar, enişteler sokak ortasında komşuya giderken, ekmek, su almaya giderken dürbünlü suikast silahlarıyla vuruluyor. Vurulanlar ya hemen can veriyor, ya da yardım etmek isteyenler burunlarını dahi evlerinin kapılarından çıkarmadıkları için onlara ulaşamıyorlar. Yaralılar can veriyor, can verenlerin cesetleri 15-25 gün arası vurulduğu yerde, sokak ortasında, duvar diplerinde kalıyor.

Eczaneler, fırınlar, damacana su satıcıları, bakallar açtırılmıyor. İnsanlar açlıktan kırılıyor. Çocuklar, bebeler beslenemiyor, aç kalıyor. Okullar kapalı, böbrek hastaları diyalize gidemiyor, kalp ve kanser hastaları ilaç alamıyor, doktora ulaşamıyor. Binaların duvarlarında kocaman delikler açılıyor. Bombalar oturma odasına, yatak odasına giriyor. İnsanlar bodrumlarda, sığınaklarda korunuyorlar. Bombalardan korunuyorlar. Soğuktan korunamıyorlar. Hava buz gibi. Malum kış.

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Edirne’de, Bursa’da, Antalya’da, Samsun’da hayat devam ediyor. Lokantalar, cafeler, AVM’ler dolup taşıyor. Yüzbinlerce avroluk lüks ithal arabalar alıcılarını bekliyor.

İstiklal’de iğne atsan yere düşmüyor. Açlık yok, üşümek yok, eksik yok...

Metrobüs’te, Metro’da, dolmuş ve otobüslerde insanlar kürtçe konuşmaya korkar olmuşlar. Kürtler kendilerini yabancı gibi hissediyorlar. Aynen Almanya’daki Türkiyeliler gibi. Okullarda, üniversitelerde, cafelerde artık gençler gruplaşıyor. Kör olmayan göz bu olumsuz gelişmeyi fark edebiliyor.

Kürt, Türk, Laz, Çerkes, Arnavut ayrımını bir kenara bırakalım. İki sınıf çarpışıyor. Ölçümüz değişmeli. Burjuvazi ve yandaşları duyarsız olmaya, hatta uygulanan teröre arka çıkmaya biraz daha devam etsin. O da çok sürmeyecek ama asıl olan işçi, emekçi, yoksul halklarımızın tavrıdır. Dün türban taktığı için aşağılanan, hor görülen kızlarımız nerede durduğuna karar vermeli. Belki baskı, terör ve kırıma maruz kalanlar henüz iki sınıfın çarpıştığını göremiyor, ancak biz burjuvazinin, onun devletinin bu saldırıları gerçekleştirdiğini biliyoruz. Onun için tekçi anlayış sahibi, ırkçı, şoven, gerici, saldırgan ve hırsızları bir arada bırakalım. Onlara güç, destek vermeyelim. Sınıf kardeşlerimizden, ezilen halklarımızdan, sömürülen hemşehrilerimizden, katledilen teyze ve amcalarımızdan yana olalım. Geç kalmadan... Ve sakın rahat uyumayalım !

Politika


Konuyla ilişkili diğer makaleler