Reşat Fuat Baraner: Mücadeleye adanmış bir yaşam

Reşat Fuat Baraner: Mücadeleye adanmış bir yaşam

Reşat Fuat BaranerGeçtiğimiz senelerde TÜSTAV, Türkiye Komünist Partisi’nin önemli liderlerinden biri olan Reşat Fuat Baraner için bir çalışma yayınladı. Ersin Tosun’un hazırladığı

çalışma, Reşat Fuat ile ilgili KOMİNTERN belgeleri, kendi kaleme aldığı önemli makaleler, onunla ilgili anılar, ve onun adının geçtiği toplantıların tutanaklarını içeriyor. Kitap, Reşat Fuat’ın kişiliği kadar, o dönemdeki TKP ve parti içi tartışmalar hakkında da önemli veriler sunuyor.

Reşat Fuat, aslen TC’nin kurucusu Mustafa Kemal’in ana tarafından akrabasıdır. Parlak yetenekli bir genç olarak devlet bursuyla Almanya’ya matematik öğrenimine

gönderilmiştir. “Cumhuriyet”in elit bir kadrosu olmak yerine hayatını işçi sınıfına adamış bir militant olmayı nasıl seçtiğini, kitap gene R. Fuat’ın ağzından aktarır. Berlin’de Türk elçiliğinde verilen bir davette TC temsilcisi bir paşanın övünerek anlattığı sahtekarlıklar onda tiksinti uyandırır. Gerisini de vicdanı ve zekâsı tamamlar.

2 yabancı dil bilen, yüksek kültürlü, istese TC’de direkt bakan olabilecek Reşat Fuat, hayatını devrime ve sosyalizme adamıştır. Bürokrat koltuğunu, garantili bir hayatı, baloları ve parlak bir kariyeri elinin tersiyle itmiş, hapsi, sürgünü, polis takibini ve işkenceyi seçmiştir.

Atatürk’ün yakın akrabası olan Reşat Fuat, hayatında bir kere bile bundan bahsetmemiş, bunu kullanmayı aklını ucundan dahi geçirmemiştir. Hakkında yazılan

KOMİNTERN raporu, kendisinden “parti tabanında herkesin sevgi ve saygısını kazanmış bir lider” olarak bahseder, ve parti için çekişmelerin yoğun olduğu o dönemde bunun ”TKP’de az rastlanan bir durum olduğunu” belirtir.

TKP’nin en zor ve çetin döneminde liderlik yapmıştır Reşat Fuat. Parti merkezinin sürekli darbe yediği, kalıcı ve etkin bir merkezi organın bir türlü oluşamadığı, özellikle “desantralizasyon” adıyla bilinen ve partide ciddi örgütsel dağınıklığa neden olan o dönemde, Reşat Fuat içerde ve dışarıda komünistlere umut veren, morallerini yükselten ve toparlayan bir kadro olarak karşımıza çıkmaktadır. Kitapta yer alan iki uzun makalesi, Çin Devrimi ve İspanya İç Savaşı ile ilgili yazdığı broşürler, bilgi kaynaklarının oldukça kıt olduğu bir dönemde insanları aydınlatan önemli bilgiler sunduğu gibi, onun engin kültürü hakkında da bizlere fikir vermektedir. Kitabın başka

bölümlerinde Osmanlı toplum düzenine ilişkin yaptığı kısa, ancak zekice tespitler de, ciddi bir birikimi ortaya koymaktadır.

Reşat Fuat BaranerKitap, Reşat Fuat’ın Türkiye’ye giriş sürecinde tutuklanması konusunda Şefik Hüsnü’nün hatalarına ve bununla ilgili açılan KOMİNTERN soruşturmasına yönelik de bilgi vermektedir. Mahkemede R. Fuat, şahsi savunma yapmamış, marksizmi ve işçi sınıfını savunmuştur. Sorgu esnasında, kitapta aktarılmayan, ancak başka tanıklıklardan öğrendiğimiz kadarıyla ağır işkenceye maruz kalmış, ancak konuşmamış ve çözülmemiştir. Hapishanede mütevazi ve örnek kişiliği ile hereksin sevgisini kazanmış, tutuklu kadrolar için ciddi bir moral kaynağı olmuştur. Kendisiyle ilgili tanıklıkları aktarılan Hayk Açıkgöz gibi komünistler, ondan sadece kafaca değil, vücutça da sağlam, dayanıklı, örnek bir komünist olarak saygıyla, hatta hayranlıkla bahsetmektedir. Eşi ve Türkiye’nin ilk ilerici kadın yazarı olan Suat Derviş’in tanıklığı da benzer bir resmi, örnek bir komünist kişiliği bizlere aktarmaktadır.

TÜSTAV’ın çalışması, 1951 Tevkifatına giden süreçte, parti içi çatışmalar hakkında da bilgi vermekte, özellikle Zeki Baştımar’ın kendisine yönelik eleştirilerini de aktarmaktadır. Kendisini sert eleştiren Baştımar’ın aksine İsmail Bilen, yaşarken de öldükten sonra da Reşat Fuat’ı savunmuş, ona sahip çıkmıştır. 1961 sonrasında TİP’in dışında tutulan ve yalnız bırakılan R. Fuat’a, ne yazık ki MDD’ci “eski tüfek”ler sahip çıkmış, onların dergisi olan “Türk Solu”nda (onların cuntacı ideolojisine asla bulaşmadan) Marksist özünü koruyan yazılar yazmıştır. O dönemde Deniz Gezmiş de dahil, birçok devrimci genç kendisiyle tanışmış ve onlara ilham vermiştir.

Oldukça önemli bir döneme ışık tutan ve elbette ki daha da genişletilmesi gereken TÜSTAV’ın çalışmasını tüm dostlara tavsiye ederken, Türkiye Komünist Partisi’nin bu değerli, Leninci savaşçısının anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.


Konuyla ilişkili diğer makaleler