Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği

Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği

DİSK-AR’ın yayınladığı Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği Raporu’na göre, çocuk işçiliği insani gelişim açısından ciddi bir sorun olarak görülmektedir. Bugün Dünya’da her 5 çocuktan 1’i fiziksel, kültürel, duygusal ve eğitimsel gelişime zarar veren koşullar altında çalışmak zorunda bırakılmıştır.

Bu süreçte çocuk işçiler ücretsiz işçi ya da ucuz işgücü olarak en çok sömürülen kesimi oluşturmaya devam etmektedir. Dünyanın pek çok yerinde çocuk işçiliğine karşı ve çocuk istismarının ortadan kaldırılması için projeler yürütülse de, mesela ILO sözleşmeleri, çocuk işçiliği ve çocuk istismarı sorununun çözümünde pek etkili araçlar olarak görülmemektedir. Güvencesizliğin ve esnekliğin çalışma yaşamını giderek daha fazla baskı altına aldığı bu süreçte, kalıcı adımların atılması için emekten yana programlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Düşüş eğilimi durdu

DİSK-AR’ın yayınladığı rapora göre, Türkiye çocuk işçiliği ve çocuk istismarı sorununun çözümüne yönelik projelere dahil olsa da, izlenilen istihdam stratejisi çocuk işçiliği bakımından son derece olumsuz bir tabloyu ortaya koymaktadır. 1999-2006 yılları arasında çalıştırılan çocuk işçi sayısı 2 milyon 270 binden, 890 bin düzeyine düşmüştür, ama aynı dönemde Türkiye istihdamdaki çocuk işçi sayısı ile mücadeledeki ivmesini kaybetmiştir. 1999-2006 yılları arsında yıllık ortalama 74 bin’e düşmüşken, 2006-2012 yılları arasında çocuk işgücündeki istihdam tekrar ivme kazanmış ve özellikle tarım alanındaki çocuk işçi sayısındaki yükselişle beraber, 893 bin’e ulaşmıştır.

Çocuk emeği ev içine kaymaya devam etmekte

Grafik.1 - İstihdamda olan, evde çalışan, toplam çalışan çocukların yıllara göre sayısı (‘000).İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde çalışan çocukların sayısı 1994 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006’da 6 milyon 540 bin ve 2012’de de bir milyon kişi artarak 7 milyon 503’e yükselmiştir. Sonuç olarak 517 yaş arası toplam çocuk işçi (istihdama katılan ve ev içinde çalışan) sayısı 8 milyon 397 bin’e ulaşmıştır. DİSK-AR raporuna göre toplamda çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999’dan bu yana % 41’den % 56’ya çıkmıştır. (Grafik 1)

TÜİK çocuk işgücü istatistiklerine göre ev işleri, hane halkı fertleri tarafından kendi evlerinde gerçekleştirilen ve ekonomik faaliyet tanımının dışında kalan faaliyetlerdir. Hane halkı için alışveriş yapma, yemek pişirme, çamaşır yıkama, ütü yapma, küçük kardeşlere veya hasta fertlere bakma, evi temizleme, tamirat vb. faaliyetler bu kapsamda değerlendirilmektedir.

DİSK-AR raporuna göre bu tanımda yer alan faaliyetler arasında bakım hizmetleri ile diğer faaliyetlerin kadınları da çalışma hayatı dışında tutan işler olduğu bilinmektedir. Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı %28.1 ile 183 ülke arasında 169. sıradadır. 2006-2012 yılları arasında kadınların işgücüne katılım oranları 6 puan yükselmiştir. Bu artışın yarısını lise altı eğitim düzeyine sahip olan kadınlar oluşturmaktadır. Bu durum kadınların üzerindeki ev içi işlerinin çocukların üzerine kalması şeklinde yorumlanabilir.

Türkiye için çocuk işçiliğinde artış çocuk emeğinin en kötü biçimlerinde yaşanmaktadır

Grafik.2 - İşteki duruma ve yaş grubuna göre çocuk işçilerin oranı.Çocuk işçiliğinin azaltılması yönündeki cabalara rağmen çocuk işçiliği kaldırılamamış ve çok geniş bir bölümü tarım sektöründedir. Yoksulluk ve eğitim politikaları, çocuk emeğinin sömürüsünü besleyen unsurlarken, dünya’da çocuk işçilerin %60’ı yani 129 milyon’u tarım sektöründedir. En kötü koşullarda çalışan çocuk işçilerin %60’ı da aynı zamanda tarım sektöründedir.

Bu oran 70 milyon civarındayken, aynı zaman da en kötü biçimde çalışan çocukların 3’te 2’sini ücretsiz aile işçileri oluşturmaktadır. 2012 verilere göre, 2006’dan bu yana çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin en yaygın olduğu ücretsiz aile işçisi çocuk işçilerinin genel çocuk işçiliği sayısına göre 362 bin’den 413 bin’e yükseldiği görülmekte. Aynı verilere göre tarım sektöründe çalıştırılan çocukların sayısı 73 bin kişilik bir artış göstererek, toplam çocuk işçiliği oranına göre ise %37’den %45’e yükselmiştir. Tarımdaki çocuk işçi istihdam artışının %66’sının ve ücretsiz aile işçilerindeki artışın % 90’ı 6-14 yaş arası çocuklardır. Genel çocuk işçiliği artışının altında yatan neden de 6-14 yaş arası çocuk işçilerin sayısındaki artıştır. (Grafik 2)

Hem oku, hem çalış dönemi: 4+4+4

Hem okuyup hem de çalışan çocukların sayısı 2006-2012 yılları arasında %64 oranında bir artışla, 272 bin’den 445 bine yükselirken, aynı yıllar arasında okurken çalışan çocukların sayısı %2’den %3’e yükseldi.

Ağır çalışma koşulları

Grafik.3 - Çalışma nedenine göre okula devam eden ve etmeyen çocuklar.DİSK-AR raporuna göre, Türkiye’de çalışan çocukların, çalışma nedenlerinin başında yoksulluk gelmektedir. 6-17 yaş arası çalışan çocuklar içerisinde okula devam eden çocukların %39’u hanenin ekonomik durumuna yardım edebilmekk için, %24’ü ise katkıda bulunabilmek için çalısmaktadır. 6-17 yaş arası okula devam etmeyen çocuklar arasında ki oran ise %58.7 ile %18.1 seviyesindedir. (Grafik 3)

Türkiye genelinde ekonomik işlerde çalışan çocukların haftalık ortalama fiili çalışma süreleri son derece yüksektir 6-17 yaş grubundakilerin haftalık ortalama fiili çalışma süresi 40 saat, 15-17 yaş grubundakiler için 45,8 saat ve 6-14 yaş grubundakiler için 28 saattir. Buna karşılıkta en trajik süreler okula devam etmeyen çocuklarda görülmektedir. Haftalık ortalama fiili çalışma süresi 54.3 saat ile Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Ücretli, yevmiyeli veya kendi hesabına çalışan çocukların yüzde 52’si 2012 yılında aylık 400 TL’lik bir gelirle çalışmak zorunda kalmıştır (TÜİK 2013, s.41).

DİSK-AR’a göre, 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına çekilmiştir. Böylelikle okul bitiş yaşı aynı zamanda çocuk işçiliğinin yaygınlaşma yaşını fiilen 13’e düşürmüştür. Ve bu, esneklik başlığı altında, çalışan ve okula giden 8 milyon çocuğu doğrudan ilgilendirmektedir.

Çocuk işçiliği, yoksulluk ve güvencesizlik zemininde yükselen istihdam stratejilerinin yapısal olarak ürettiği bir sonuç olarak görülmelidir. Dolayısıyla çocuk işçiliği ile mücadele bu strateji ile mücadeleden geçmektedir.


Konuyla ilişkili diğer makaleler