Türkiye ve Dünyaya Bakış - 119
KILIÇDAROĞLU’NUN SEVAL TÜRKEŞ ZİYARETİ OMURGASIZLIĞIN SON AŞAMASI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yanına İBB Başkanı İmamoğlu, İl Başkanı Kaftancıoğlu ve Kadıköy BB Odabaş’ı alıp faşist Alpaslan Türkeş’in eşi Seval Türkeş’i evinde ziyaret ediyor. Randevunun fotoğraf ile şov yapma amacıyla gerçekleştirildiği ayan beyan ortada.
Görüşmenin kendisi başlı başına talihsiz bir karar. Ülkede birçok anti-faşist seçmenin maalesef oyunu alan bir partinin genel başkanı olarak faşistlerin lideri bir kişinin eşine ziyaret gerçekleştirmek konunun bir yanı. Diğer yanı ise Türkeş’in bizzat organizatörlerinden olduğu Maraş Katliamı’nın, aynı zihniyetin gerçekleştirdiği Cezaevi Katliamının ve sivil Taybet Ana’nın sokak ortasında suikast silahı ile katledilip günlerce sokak ortasında bırakılmasının yıldönümünde böyle bir olmaması gereken ziyaretin gerçekleşmesi.
CHP eğer MHP destekli AKP-Saray rejimine gerçekten son vermek ve son vermek yetmiyor, diğer barış ve demokrasi güçleriyle ülkede reform anlamında dahi olsa bir değişime katılmayı düşünüyor olsaydı bu ziyaret gerçekleştirilmezdi. CHP kendisine gönül vermiş, anti-faşist ve anti-kapitalist üye ve seçmen kitlesinin istemlerine kulak vermelidir. Bu seçmen sınıf bilinci almış olsa zaten CHP’ye yönelmezdi, ancak madem ki verili durum bu, en azından ezici sayıdaki üye ve seçmenine saygılı davranması gerekirdi.
CHP, kendi duruşundan korkmamalı demek isteriz ama belirli demokratik söylemlerinin gerçekten samimi olup olmadığı konusunda ezelden beri şüphelerimiz var. Bugünkü ziyaret de maalesef bizim şüphelerimizi dağıtmıyor, tam tersine güçlendiriyor. Dolayısıyla anti-faşist ve anti-kapitalist yönelimli CHP tabanı ve seçmeni muhakkak tepeden olmayan yaşamın içinde yerellerde, işçi yatağı semtlerde, köylerde, mahallelerde, fabrikalarda, tersanelerde, madenlerde, büro ve ofislerde gelişen demokratik muhalefetin bileşeni haline getirilmelidir.
CHP, aynen Meclis’te dokunulmazlıkların kaldırılmasında, Suriye’ye işgal operasyonunun başlatılmasında, Irak Kürdistanı’na askeri harekat kararlarına destek verdiği gibi ülkenin barış ve demokrasi güçlerini yine ilk fırsatta satacaktır. CHP bir düzen partisidir. Mustafa Suphilerin katli, Alevi, Kürt, Rum ve Ermeni katliamları, 12 Eylül faşist diktasına hazırlık sürecinde verdiği desteği konusunda özeleştiri yapmadan ve politik yönelimini değiştirmeden parti olarak Demokrasi Cephesi’nin bileşeni olmayacaktır. Kimi dönemlerde bu hayale kapılmak demokrasi ve sosyalizm mücadelesine bilerek zarar vermekten başka hiç bir anlama gelmemektedir. Aynı akarsuda tekrar yıkanmak mümkün değildir.
20 Aralık 2020