Türkiye ve Dünyaya Bakış - 132

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 132

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 132

AKP Kongresi’nin ardından…
 

AKP Büyük Kongresi geçtiğimiz çarşamba günü gerçekleştirildi. İçeriksel anlamda özel olarak ele alınacak hiç bir yanı olmadığından, acaba biz mi anlamadık, dışımızdan gelecek reaksiyon ve yorumlar nelerdir düşüncesiyle bir kaç gün izlemeye geçtik. Nedense dişe dokunur hiç bir görüş ve yorum geliştirilmedi.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, AKP gerek ilçe ve il Kongreleri, gerekse de büyük kongresi ile ülkede salgına karşı kendi koyduğu kuralları çiğnedi. Çifte standart uygulandı. AKP kongrelerinde “Lebaleb” dolu salonlar sanki kanıksandı. Buna cesaret etmeleri, yaşadıkları kan kaybına karşı üye ve seçmenlerini bir anlamda ajite etme ve coşturma ihtiyacından kaynaklanmaktadır.

AKP Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, günler öncesinde Çarşamba günü 2023 Manifestosu’nu açıklayacağını ilan etti. Beklenen olmadı. Tüm nöbetçi TV ve radyo kanallarının da canlı olarak yayınlamak zorunda kaldıkları 2 saatlik sıkıcı konuşmada yeni hiç bir şey yoktu. Boş ajitasyon ve övünme dışında bekleyenler aradıklarını bulamadılar.

Yapay olarak kongre sürecinde yaratılan coşku istenilen sonucu vermeyecektir. Kongre bize bunun işaretlerini vermiştir. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ülkeye bugüne kadar sunduğu talan ve yıkım dışında sunacağı hiç bir şey olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. “Milli” yolcu uçağı, “milli “otomobil, “milli” füze ve benzeri ara gazlar ile bu işin yürütülememesine karşın nedense kimse ne oldu bu “milli” ürünler diye sorma cesaretine yönelmedi. En son aya çıkma projesi de büyük bir blöf. Aynen Karadeniz’de bulduklarını açıkladıkları doğal gaz rezervleri gibi… Kuşkusuz ki Karadeniz’de gaz vardır. Ancak Romanya bundan 10 sene önce Karadeniz’de 1 kilometre derinde gaz bulduğu ve bu derinliğin ekonomik olmadığından dolayı çıkarmaktan vaz geçtiğini açıklamasına rağmen, Erdoğan üç katından daha derinlikte bulunan gazı bir marifetmiş gibi siyasi propaganda meselesi haline getirmiş olması “milli” bir siyaset yapma yöntemi olsa gerek.

AKP Kongresi yığınsal Newroz kutlamalarının gölgesinde kaldı. HDP’ye yönelik kapatma davası kararının açıklanması, 687 HDP’li etkin siyasetçiye 5 yıl siyaset yasağı getirilmesi için dava açılması ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması AKP Kongresi öncesi kendi bindikleri dalı kesmeye benzedi. Bazen insan Fethullahçıların hala AKP içinde ve çevresindeki etkinliklerini hayretle izliyor. Bu da AKP’li yöneticilerin, en başta da genel başkanlarının sorunu olsun.

AKP ve onun Cumhurbaşkanı, Büyük Kongre ile beraber, bu ülke için hiç bir katkılarının olamayacağını açıkça ortaya koymuş oldu. Belki kendisi 2 saatlik sıkıcı konuşmasında bunun tam tersini anlatmaya çalıştı ama bu çaba dahi kendi çıkmazının kanıtı oldu. AKP üye ve seçmenleri sıralarında da bunun böyle algılanmaya başlandığının sinyalleri çoğalmaya başladı.

Aslolan devrimci demokratik alternatifin, somut politik programı ile ortaya çıkmasına olan gereksinimdir. AKP hala varlığını koruyabiliyorsa bu konudaki eksiklik nedeniyledir. Parlamentodaki burjuva muhalefet partilerinin bu konuda sunabildikleri, inandırıcı, güven verici, gerçek alternatif bir program mevcut değildir. Burjuva muhalefeti AKP’yi güçlendirici bir rol oynamaktadır. Bu nedenle devrimcilerin, demokratların, sosyalistlerin ve komünistlerin üretecekleri ve ortaya koyacakları alternatif politik program MHP destekli AKP-Saray rejiminin sonlanması açısından belirleyici önemdedir. HDK’nin yaklaşan kongresi bu konuda bir irade belirleme konusunda önemlidir. AKP Kongresi bize bir kez daha HDK’nin önemini hatırlatmıştır.

27 Mart 2021