Türkiye ve Dünyaya Bakış - 138

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 138

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 138

Sedat Peker videoları ve gerçekler

Sedat Peker videolarının TV dizileri gibi izlendiğini ve bu videoların hazırlanmasına neden olan kirli ilişkilerin nedenlerini bir önceki yorumumuzda açıklamıştık. Peker, henüz Venezuela’dan 4,9 ton kokain konusuna girmeden, devlet içindeki çatışmanın silah, petrol ve uyuşturucu kaçakçılığı temelinde geliştiğini yazmıştık. TC devletinin bu kaçakçılık alanlarında, özellikle de uyuşturucu gibi kritik alanda “devlette devamlılık geleneği” temelinde faaliyetlerini sürdürdüğü ortaya çıkmış oldu. Biz bu konuyu yorumumuzda açıkça ele aldık ve işledik.

Bugün Sedat Peker’in anlattıkları önemli detaylar içeriyor. Ancak özünde olan bitenlerin sadece binde biri denebilecek kadar da az. Zamanında Uğur Mumcu bu konuları ele aldığı için katledildi. Uğur Mumcu gerek köşe yazılarında , gerekse de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan tefrikalarda devletin silah ve uyuşturucu kaçakçılığı organizasyonları ile ilgili ciddi verileri ortaya koymuştu. Öldürülerek susturuldu.

1996 yılında Hüseyin Baybaşin’in bugün Sedat Peker’in yaptığı açıklamalardan çok daha detaylı açıklamaları mevcut. Dönemin Med TV’sinde yayınlanan ve yaklaşık üç saat süren açıklamaları YouTube platformunda Hüseyin Baybaşin kanalında 6 dizi halinde izlenebilir. Hüseyin Baybaşin o dönemde, başta Süleyman Demirel olmak üzere, Mehmet Ağar, Tansu Çiller, Özer Çiller, Necdet Menzir, Şükrü Balcı isimlerini vererek, gün, saat ve mekan adresleri vererek devletin tepesinin oynadığı rolü açıklıyor. Devletin bu işler için neden kimilerinin mafya olarak adlandırdığı sivil unsurları kullandığını izah ediyor. Ve defalarca bu işlerin devlet organizasyonu olarak yapıldığını vurguluyor. O video serisi izlendiğinde 1990’lar ile günümüz arasında çok fazla bir farklılık olmadığı anlaşılacaktır.

Yakın geçmişimize, henüz birkaç yıl öncesine gidersek Can Dündar, Cumhuriyet gazetesinde silah yüklü TIR’lar ile ilgili haberleri yayınladığı için yargılandı ve yüksek hapis cezaları aldı. Ancak bunların hiç biri kamuoyunun dikkat merkezine bu derece etki etmedi. Hatta örneğin Can Dündar’a burjuva muhalefet dahi yeteri kadar sahip çıkmadı. Kimse “bu söylenenlerin hepsi doğru ve araştırılması gerekir” demedi, iktidara karşı bir istifa çağrısı içeren eylemliliğe dönüşmedi.

Asıl değinilmesi gereken konu, Sedat Peker videolarının neden bu kadar ilgi odağı haline geldiği meselesidir. Bugüne kadar 100 milyon kişi tarafından izlenen bu videoların özelliği nedir? Belki de düne kadar AKP-Saray iktidarının canlı bir destekçisi olan ve kendini MHP’ye yakınlığı ile tarif eden Sedat Peker’in bu açıklamaları yapması konuyu ilginç hale getiriyor olabilir. Konuşma tarzı, hareketleri, mimikleri, bir dizi konularda geniş bilgi sahibi olduğu konusunda verdiği mesajlar, genel kültür konusunda insanların beklediğinin üstünde bilgili olması ama asıl önemlisi tüm bu özelliklerine bağlı olarak meydan okuması izleyenler üzerinde bir etki yaratıyor. Bir yandan Turan amacından söz ederken, Kürt ulusal sorununa, bizzat PKK’ye değinmesi, Alevi toplumunun sorunlarına duyarlı ifadeler kullanması, “çakma” solcular ile gerçek solcular arasında bir ayrım yapması, Sultan Galiyev’in görüşlerine atıfta bulunması çok yönlü bir yaklaşımı sergiliyor ve izleme oranlarını artırıyor. Ayrıca, Peker’in ele aldığı konular henüz taze olaylar ile ilgili. Ve gerek AKP, gerekse de Devlet içindeki mücadeleleri somut olgularla ele alması ülkedeki siyasal gelişmelere duyarlı insanların ilgisini çekiyor.

Başta Ağar, Soylu, Yıldırım olmak üzere en sonunda da Erdoğan’ın, Sedat Peker’e yanıt verme zorunluluğu hissetmeleri ele alınan konuların ciddiyetini ortaya koymaktadır. Eğer önemsiz olsaydı Ağar TV’lere çıkıp yanıt vermez, Marina’daki görevlerinden istifa ettiğini açıklamak zorunda kalmazdı. Soylu önce TRT ardından da Habertürk TV’lerine çıkıp saatler süren söyleşiler yapma gereği duymazdı. Yıldırım, kendi adı geçmemesine rağmen oğlunu savunmak için TV’lere canlı demeçler vermezdi. Ve Erdoğan haftalık Grup Toplantısı, herhangi bir açılış töreni veya Cuma namazı çıkışı, Peker’e yanıt verme zorunluluğunu hissetmezdi. Anlaşılan o ki, bu dizi açıklamalar devlet ve iktidar organlarını zora sokuyor.

Durum böyle iken insanın aklına şu soru geliyor: Sedat Peker’in bildiklerini kendini muhalafet partisi olarak adlandıran partiler bilmiyorlar mı? Neden bu konuları parti politikalarında, propagandalarında ele almıyorlar? İlla ki, Sedat Peker gibi birini çıkıp yapacağı birtakım açıklamalar temelinde mi hareket edilmesi gerekiyor. Biz inanıyoruz ki muhalefet partilerinin ellerinde Sedat Peker’den binlerce kat fazla bilgi ve belge mevcuttur. Burjuva muhalefeti yarın kendileri iktidar olduğunda aynı uygulamaları sürdürme anlayışı ile bu konuda gerekli siyasal çalışmaları yürütmüyor olabilirler.

Pekiyi kendini “sol” ve “sosyalist” olarak adlandıran mecliste temsil edilen ve edilmeyen yasal kurulmuş partiler bu konuda basın açıklamaları yapmak için Sedat Peker’in video dizisini mi beklemek zorundaydılar? Bu sorulara verilecek yanıtlar Sedat Peker videolarının ortaya koyduğu gerçekler kadar, hatta belki daha da önemli gerçeklerdir.

6 Haziran 2021


Konuyla ilişkili diğer makaleler