Tam Zamanı

Tam Zamanı

Ülke 1 Kasım seçimlerine hazırlanıyor. Bu seçimler var olan toplumsal sorunları çözecek nitelikte değil. Böyle bir beklentimiz yok, olamaz da. İşgücü sömürüsüne son vermeyecek, toplumun çoğunluğunun gerçek sorunlarının çözümünün yolunu açmayacak, Kürt ulusal sorununu geri dönülemeyecek şekilde çözemeyecek, ülkenin toplumsal siyasal yapısal sorunlarına neşter vurmayacak hiç bir çözüm, gerçek anlamda çözüm değildir.

Ancak, bu seçimlerde söz konusu sıraladığımız sorunların çözümü doğrultusunda bir adım atılabilir, mesafe katedilebilir. Öncelikle, AKP iktidarına ve onun dayandığı işbirlikçi oligarşik güçlere darbe vurulabilir. Gezi Haziran Direnişi, Metal Otomotiv Direnişi ve 7 Haziran seçimleri iktidara indirilmiş sert yumruklar idi. Ringde sert yumruklar, kroşeler yiyen bir boksör misali düşünürsek, AKP iktidarı bu kroşeler sayesinde sendeliyor. Sorun onu nakavt etmekte. Bu da tek başına seçimlere bağlı bir sonuç değildir.

Dolayısıyla, belirleyici olan 1 Kasım seçim kampanyası sürecinde, seçimlerden sonra devrimci sınıf savaşımının yükselme eğrisinin daha da yükseleceğinden yola çıkarak, parlamento dışı direnişin ve savaşımın güçlendirilmesidir. Fabrikalarda, işçi yatağı semt ve mahallelerde, tersanelerde, maden ocaklarında, organize sanayi bölgelerinde tüm devrimci, sosyalist güçlerin katılımıyla halk meclisleri ve işçi meclisleri oluşturmaktır. Tüm il, ilçe ve mümkün olduğu kadar fazla semtte barış meclisleri kurmaktır. İzleyebildiğimiz kadar, komünistler bütün dikkatlerini bu noktaya odaklamış durumdalar. Bunu doğru buluyoruz.

İktidar parlamento dışı devrimci sınıf hareketinin bu çalışmasından çok rahatsız. Rahatsız olduğu, uykularını kaçıran diğer bir alan ise Kürt işçi, emekçi, köylü ve yoksullarının ulusal bilinçlerinin oluşmasıyla burjuva partilerini Kürdistan’da silip süpürmeleri, tabiri caiz ise sıfırlamaları ve göç ettiği metropollerde darbelemeleri. Ulusal bilinç kazanan bu halk ezici çoğunluğu ile aynı zamanda, ezilen, sömürülen işçi sınıfı ve emekçi halklara mensup. Demek ki doğal olarak sınıf mücadelesinin de bir parçası. Dinamizmi, savaşkanlığı ile de önemli bir bileşeni.

Şimdi belirleyici olan, din ve bayrak konularını araçsallaştırarak egemen sınıfların iktidarının sınıf mücadelesinden uzak tutmaya çalıştıkları işçi sınıfı ve emekçi halkların mücadelesinin, kendi çıkarları açısından, ulusal fark gözetmeden, sınıfsal temelde geliştirilmesi konusunda bir hamle gerçekleştirilmesidir. Türkiye işçi sınıfının devrimci güçleri ile Kürt ulusal demokratik hareketinin özgürlükçü güçlerinin siyasal ve sınıfsal anlamda oluşturacakları bu birliktelik, egemen sınıfların iktidarına, onun bugünki temsilcisi AKP yönetimine belirleyici ağır darbeyi vuracaktır.

Kürt ulusal sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşemez, Türkiye demokratikleşmeden de Kürt ulusal sorunu çözülemez. Seçimler öncesi, bu kısa zamanda oluşacak bu muazzam güç, seçim sonuçlarının da, seçimlerden sonra yükselecek sınıf savaşımının da başarısının teminatı olacaktır.

Politika


Konuyla ilişkili diğer makaleler