Mehmet TOSUN

Sınıf Karşıtlığı, Sendikalaşma Ve Pratik Süreçlerine İlişkin -1-

Tarihi; ebedi-hakim ve büyük devlet, yüce kahramanların öyküleri üzerinden kurgulayan anlayışlar bütünlüklü, doğru bir biçimde geçmişi ve toplumu yorumlamaktan uzak kaldılar. Bir otokratın ve azınlık bir zümre üzerinden dönemi yorumlama gayreti içinde olanlar, o koşulları hazırlayan öncelleri ve toplumsal değişimin mantığını görmekten hep uzaktı. Asıl olan güçlüyü yüceltmek, oluşan çıkarlar sisteminin çelişki ve vahşi yüzünü gizlemekti. devamı


Acı Çeken Herşeyi Gömemezsiniz… Savaş, yıkım ve zulme rağmen gülüşleri bulutlara çizilen, oradan düşlere uzanan yaşamlar…

-1- 

Babaannemi her ziyaretimizden, günümüzün yol ayrımını besleyen çuval dolusu öykülerle dönerdik. Gizlice videoya çektiğimizi fark eder,  

“Açmayın şu makineyi. O çalışınca kendim olamıyorum. Yaklaşın şöyle yanıma…” 

Kardeşimle iyice yanına sokulur, toprak evin duvarına dayanmış saman dolu yastıklara iyice kurularak, çamurla sıvanmış küçücük ocağında yanan çalı çırpının genzimizi yakan dumanına aldırmadan bütün dikkatimizi onun anlatacaklarına verirdik.  devamı


Ortaklaşan Sorunlar Ve Çıkış Yolları Aramak…

Yaşamak ‘yeni bir emre’ kadar yasaklanmamıştı henüz. Herkesin bir derdi vardı elbet. Dokundukça bireyin içinde kalan, doğal yapısında kabullenerek sürüp giden dertler. Yaşamın içinde insan sayısı kadar çok, insan sayısı kadar kendine özgü öykü. Bu sayısız öykülerle payına düşen savaşım içinden kendini tekrar üreterek gelişti insanlık. Tarihinin bu doğal seyrinde hareketin, bitimsiz bir değişimin, dönemlerine özgü kaçınılmaz pratik edimiydi bu aslında. devamı


Doğa Ve Toplumdaki Değişimi Hiçbir Güç Engelleyemiyor…

Uludağ’ın güney doğu uçları Ege ve İç Anadolu’ya kadar değişik adlar alarak irili ufaklı dağlarla uzanır. Henüz ovaya ulaşmayan yükseltilerin girintili çıkıntılı vadilerinde ak bulutların arasına gizlenmiş köyler vardır. Düz bir alan görülmez buralarda. Ormanın seyrek yamaçlarına açılmış tarlalar, buğday ve arpa dışında ürün vermez. Killi verimsiz toprağın ödülü, çileli bir kış mevsiminin bitimine ancak yetiyordu. devamı


Büyük Yarış

Yüzü, düşünen  bilgili bir insan görünümü çabasıyla anlı kırışık, darmadağın saçları ve pejmürde giysileriyle getirilmişti Akıl Hastanesine. Etrafına ilgisizdi. Gözleri bir noktaya dikili yeryüzünde bir başınaymış gibi, yeni bir yaşamın yaratıcısı edasıyla bir şeyler arıyordu baktığı yerde sanki. Dikkatini dağıtan veya öyle olduğunu zannettiği bir davranış karşısında saldırgan bir tutum alabiliyordu.  Aradan yıllar geçti. devamı


Sendikal Örgütlenmenin Bazı Sorunları Üzerine

Binsekizyüzlerin son çeyreğinde Engels’in Bebel’e yazdığı mektupta “işçi sınıfı var olduğundan bu yana sendikalar aracılığıyla örgütleniyor. Sendika işçi sınıfının sermayeye karşı gündelik mücadelesini verdiği, kendini eğittiği ve en güçlü gericiliğin bile artık ezemeyeceği, gerçek sınıf örgütü anlayışıyla örgütlenmelidir” demişti. devamı


Öfkeyi Acıya Bölmek, Bağırmak Sınıf Kiniyle…

Her birey bulunduğu yerden değerlendirir dünyayı. Yaşamın gerçekliğine bulunduğu yerden yürür. Değer yargıları, bilinci, davranış biçimleri yaptığı işte, attığı her adımda parça parça şekillenir. Bozkırın hoyrat rüzgarında sertleşen, ovanın bereketiyle çoğalan, şehrin sokaklarında kavgayı öğrenen neslin öyküsüdür bu. Karlı dağların baharda eriyen pırıl pırıl akan suyuydu onlar; kirlettiler… Öfkeyle bakışları ondandır, yüksek sesle bağırtıları… devamı


“X,Y,Z” KUŞAĞI VE TARİH BİLİNCİ

X,Y,Z Kuşağı

Küresel kapitalizmin ekonomik, siyasal ve kültürel olarak yaşamın bütün alanlarını etki altına aldığı günümüzde, özellikle son birkaç yılda gençlik bir takım harfler üzerinden tanımlanmaya çalışılıyor. Kategorik olarak yaş gurupları üzerinden yapılan bu tanımlar, sosyo-ekonamik koşulları ve geçmişin birikimini yok sayıp masal dünyasının büyülü, sisli dünyası içine gark ediyor gençliği. devamı



Demokrasi Ve Karanlıkta Işıyan Ateş Böcekleri

Doksanlı yılların sonlarında Güney Marmara’nın İç Anadolu’ya bitişik yoksul bir beldesine matematik öğretmeni atanmıştı. Ormanları içinde kaybolmuş birçok köyün merkezi durumunda olan bu beldede ki ilköğretim okulunda, taşımalı sistemle öğrenim yapılıyordu. Doğu kökenliydi öğretmen, inançları farklıydı. Zorlu bir yaşam ve öğrenim sürecinden sonra ailesi ve kendinin ilk hayali gerçekleşmişti. Gün geçtikçe köylülerin kuşkulu bakışlarına rağmen öğrenciler sevmişti onu. devamı