Açlık Grevi ve Sonrası
Nuriye ve Semih Açlık Grevlerinin 324.gününde OHAL Komisyonu’nun verdiği işe dönmelerini reddeden kararının kendilerine tebliğ edilmesi sonrasında Açlık Grevine son verme kararı aldılar. Mehmet Amca ve Esra da bu karara katıldılar. Konuyla ilgili yapılan Basın Açıklamasını bu sayfalarda yayınlıyoruz.
Yürütülen bir dizi spekülasyonun aksine, görüş olarak AKP seçmeni olmalarına rağmen, Nuriye’nin anne ve babasının kızlarının bu eyleme ilişkin yaklaşımlarını resmedebilmek için, Açlık Grevi sonlanmadan birkaç gün önce Şaban Gülmen ile Nurani Ersoy arkadaşımızın yaptığı bir sohbete sayfalarımızda yer veriyoruz.
Aynı şekilde, isim olarak Açlık Grevi sürecinde öne çıkan isimlerin yanı sıra, Yüksel Direnişi’nin “adları bilinmeyen kahramanları” konusunda bilgi içeren Sara Yılmaz adlı okuyucumuzun yazısını yayınlıyoruz. Sara arkadaşın yazısını da o kadar beğendik ki, bundan sonra da olanak buldukça gazetemizi yazılarıyla desteklemesini arzuluyoruz.
Açlık Grevi sonlandı ancak KHK’larla işinden edilen ve açığa alınan binlerce, onbinlerce kamu emekçisinin sorunları çözümlenmedi. OHAL devam ediyor, ve OHAL devam ettikçe bu ülkede bir dirhem demokrasi beklemek hayal kurmanın ötesinde bir davranış değildir. Şimdi KHK’lar ile işinden uzaklaştırılan emekçiler ve genelde OHAL’e karşı baskı altında olduğu için ürkek duran, haklarına sahip çıkmayan, haklarına sahip çıkarsa işe geri dönme olasılığının kapılarının tam olarak kapanacağını düşünen, henüz işine devam edebildiği için, dayanışma gösterirse işinden olma korkusu taşıyan onbinlerce kamu emekçisinin de katılabileceği direniş yöntemleri geliştirilmesi gerekmektedir.
Geliştirilecek direniş sadece konuyla ilgili veya potansiyel olarak ilgili olabilecek emekçilerin tüm aile, komşu, akraba ve çevrelerini kapsadığında daha etkin bir güce dönüşecektir. Ötesinde, rejim ile çıkarları çelişen, nesnel olarak rejim karşıtı olan, tüm işçi, emekçi, memur ve emeklilerin, köylülerin ve genç kadın ile erkeklerin, memur ve emekçi eşleri kadınların dalga dalga yayılan bir direnişin öznesi olmalarının sağlanması mümkündür.
Direniş sözcüğü olumsuz olarak algılanmamalıdır. Aslında haklarımıza sahip çıkmak ve elimizden alınan haklarımızın yeniden kazanılması olarak da nitelendirebiliriz bu eylemimizi. Son tahlilde ülke genelinde dalga dalga yayılacak bir hak elde etme ve baskılara boyun eğmeme işlevinden söz ediyoruz. Nuriye ve Semih bunun kapısını açtılar, olabileceğini gösterdiler. Onlar çok büyük bedel ödediler. Bu bedel boşuna ödenmiş olmamalı. Onun için muhakkak, herkesin yapabileceği bir şeyler olduğu düşüncesiyle, açılan kapıdan yukarı yürüyelim. Yürüdükçe büyütelim, büyüttükçe değişim yaratacak gücü yaratalım. Bu bir hayal değil…
Politika