Kürt Sorununda Korkuyu Yenmek

Kürtlerin eşit bir halk olarak kabul edilmesi için daha ne kadar mücadele etmeleri gerektiği konusunda bugün kesin bir ifade kullanamıyoruz. Mücadelenin kesintisiz ve daha uzun bir dönem sürmesi gerektiği bölgede yaşanan gelişmelerden anlaşılıyor. Uluslararası güçler ile bölgedeki ortaklarının çözüm diye sundukları ne Kürtlerin ne de bölge halklarının çıkarlarıyla örtüşmektedir. Kürtlerin kendilerine yer açma mücadeleleri, bölge halklarının çıkarlarını da gözeten bir seyirde yol almaktadır. devamı


Kürtler için şimdiye kadar çok söz söylendi ve öneriler dile getirildi. Bölge üzerinde söz sahibi olmak isteyen uluslararası ve bölgesel emperyalist güçler, kendi çıkarları doğrultusunda biçtikleri elbiseyi, Kürtlere giydirmeye çalışıyorlar. Bunlar, Kürtlerin nasıl yaşamak istediklerini gözardı etmekte ve kendi çıkarları doğrultusunda bir gelişme yaratmak istemektedirler. Kürtlerin bu yok sayılmaya karşı isyanları günümüze kadar süregelmiş ve bugün de önemli bir gelişme göstermiştir.
Ezidiler, Kürttür. Kürtlerin islamın etkisine girmeyen ve ilk inanışlarını koruyan azınlık bir kesimidir. Bu inanışlarını ve topluluk olma özelliklerini tüm katliamlara rağmen günümüze kadar korumayı başarmışlardır. Ezidi adı ‘Ezda’, “beni yaratan” anlamına gelen Kürtçe kelimeden türemiştir.
Seçimler geride kaldı. Tartışmalar devam etse de sonuçları değiştirecek gelişmelerin yaşanması, emekçilerin ve Kürt Özgürlük hareketinin mücadelesine bağlı duruma gelmiştir. Derin devlet, AKP-MHP ortaklığında faşizmi kurumlaştırmak için adımlar atmaya devam etmektedir. OHAL kaldırılır gibi yapılmakta, yerine aynı uygulamalar ad konulmadan yasallaştırılmaktadır. 
Savaş kazanmak için yola çıkanlar, çoğu zaman kaybederek gerisin geriye dönmüşlerdir. Kısa vadeli kazanımlar zaman geçtikçe yenilgiye dönüşmüştür. Büyük alanları fetheden kimi imparatorlar, yola çıktıkları topraklara bile geri dönemeden ölümün kucağına yatmışlardır. Baştan bellidir derler ya, işte böyle bir durum karşısında tarihin bu dersleri neden unutulur. 