POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 18.05.-24.05.2020
• DARBE SENARYOLARI
• ERKEN SEÇİM MANEVRALARI
• KANLI İÇ SAVAŞ TEHDİTLERİ
TÜMÜNÜN SEBEBİ AYNI VE BİR!
MHP destekli AKP-Saray İktidarı uzatmaları oynuyor. Ekonomik alanda, Dış politika alanında, iç politikada krizde. Çareyi ülke içinde Kürtlere ve sınıf güçlerine saldırmakta buluyor. O da yetmediği yerde kendinden olmayan düzen sınırları içindeki demokrat muhalefet güçlerine saldırıyor. Diktatörlük karşıtı geniş bir barış ve demokrasi cephesinin oluşumunu engellemek, güncel olarak bir araya gelmiş olan güçleri de zayıflatmak, bölmek ve etkisiz hale getirmeye çalışıyor.
Son haftalarda TV'lerde ve sosyal medya mecralarında kendi tetikçilerine ve figüranlarına sallattıkları tehditler de bu çerçevede ele alınmalı. Bu soysuzlar vasıtasıyla da suya sabuna fazla dokunmayan ama diktatörlüğe karşı tavır alan çok geniş bir nüfusu sindirmeyi hedefliyorlar.
HDP ülkenin üçüncü en büyük partisiyken, onu yıpratmak, geriletmek ve diğer muhalif güçlerle arasına kama sokmak için çeşitli senaryolar düzenliyorlar. HDP'nin ülkenin barış, demokrasi, emek, bağımsızlık, özgürlük ve sosyalizm güçlerinin sınıf mücadelesinin belirli bir alanında birlikte temsilini sağladığı biliniyor. Halkların demokratik cephesi olarak da adlandırılabilecek ve parlamentoda da temsil edilen, seçimlerde karşılığını bulan bu oluşumu taktik alanda en tehlikeli düşmanları olarak görüyorlar.
Bilinmelidir ki, AKP iktidarı 2013 yılından beri sürekli kan kaybetmekte, zayıflamakta, bölünmekte ve yokuş aşağı gitmektedir. Devlet statükosunun ve örgütlenmesinin hizmetine girmeleri, onların vitrinine oturtulmaları ile başlayan süreç, 7 Haziran 2015 seçimlerinde aldıkları yenilgiyi önleyemedi. Eğer 2015 Haziran'ından itibaren, baskı, terör ve yasaklamalara baş vurmasalardı, hukuksuzca Haziran seçimlerini Kasım ayında o devlet terörü ortamında tekrarlatmasalardı ne Saray İktidarı oluşacaktı ve de MHP'nin desteğini alacaklardı. MHP de sanal bir destektir, AKP'nin kendisi ve Erdoğan da vitrindeki figüranlardır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin iradesi bu işbirliğini sağlayarak parlamenter alanda yüzde 30-35'leri geçmeyen seçmen oy oranını AKP'yi vitrine çıkararak, onların etkilediği seçmen kitlesini kendi amaçları doğrultusunda yönlendirerek yüzde 60'lara ulaşmışlardı. Şimdi bu yapı tekrar çatırdıyor.
Toplumu kanlı bir iç savaşa yönelik tehditlerle, Darbe senaryoları, ve Erken Seçim manevraları ile etkileyerek kendi güçlerini tekrar toplamaya çalışıyorlar. Dışarıda da Irak, Suriye ve Libya'da savaş oyunları körükleyerek ülke içinde güçleneceklerini zannediyorlar. Bu etmenlerin tümünü kullanarak "Türk-İslam Sentezi" düşüncesini ön plana çıkararak yığınları etkilemeye yöneliyorlar. Kısmen başarılı da oluyorlar. 2013 yılından beri inişler ve çıkışlarla bunu yaşadık.
Ancak, 2019 Mart ve İstanbul'da tekrarlanan yerel seçimlerle tehlike çanları tekrar gündem oldu. Devletin tüm olanaklarını kullanmalarına rağmen, Cumhurbaşkanı meydanlarda AKP için seçim çalışması yapmasına rağmen, AKP ve MHP devletin güvenliğinden, medyasına, araç gerecinden, parasına kadar tüm kaynakları kullanmasına rağmen MHP destekli AKP-Saray İktidarı yerel seçimlerde yenildi. Bu cümlenin altını çizmek ve önemini anlamamız lazımdır. Şimdi her türlü hukuksuz yöntemle, seçim kanununu da değiştirip yüzde elli artı bir maddesini kaldırarak görüntüde güçlü olduklarını göstermeye çalışacaklar. Bunu da becerebilirler. Ama aynen seçimlere hile karıştırıldığı gibi bu tür hilelerle bu iktidarın uzun vadede sürmesi mümkün değildir. Bilmeliyiz ki tüm hukuksuzlukların nedeni aslında kendi güçsüzlükleri ve gidici olmalarıdır.
Türkiye'nin barış, demokrasi, emek, bağımsızlık, özgürlük ve sosyalizm güçleri bu oyunu bozacak yegane güçtür. Sanıyorlar ki, işçinin, emekçinin yemek masasında her gün daha da küçülen ekmek, cebine giren maaşın azalması, işsiz sayısının artması toplumda hiç bir tepkiye neden olmayacak. Bu tepkilerin oluşması ve ilk aşamada seçimlerde kendini belli etmesi onların tadacakları en büyük yenilgi olacak. Ancak onlar yine varlıklarını sürdürdükleri sürece bu sefer kaybettiklerini geri kazanmak için her tür çirkinliğe baş vuracaklardır. Kanlı iç savaş senaryoları üretmelerinin nedeni budur. Sıtmayı gösterip halkı ölüme razı etmek istiyorlar. Veya diğer bir ifadeyle halka yağmurdan kaçarken doluya tutulacaksınız demeye getiriyorlar. Bu şekilde halkların kendilerine istemeye istemeye rıza göstereceklerini bekliyorlar.
Bu oyunu bozmak ülkenin barış ve demokrasi güçlerinin mücadelesi sonucunda halkların iradesi ile sağlanacaktır. Korktukları ve engellemeye çalıştıkları budur.