İşçi sınıfı, “İnsanca Ücret, İnsanca Yaşam için” Gebze’de alanlara sığmadı...

İşçi sınıfı, “İnsanca Ücret, İnsanca Yaşam için” Gebze’de alanlara sığmadı...

İşçi sınıfı, “İnsanca Ücret, İnsanca Yaşam için” Gebze’de alanlara sığmadı...

Birleşik Metal-İş Sendikası’nın 21 Aralık günü Gebze’de düzenlediği “İnsanca ücret, insanca yaşam” mitingine binlerce işçi, eşleri ve çocukları ile birlikte katıldı.

2014 dönemi MESS’le grup sözleşmesi görüşmeleri sürerken, işkolundaki diğer iki sendika her zaman yaptıkları gibi alelacele sözleşmeye imza attılar. Birleşik Metal-İş Sendikası MESS’in dayatmalarına boyun eğmiyor. Çünkü “DGM’yi Ezdik, Sıra MESS’te...” diyen Maden-İş geleneğinden geliyor. Aylardır direniyorlar. Fabrika fabrika hergün yaratıcı eylemlerle MESS dayatmalarına boyun eğmeyeceklerini tekrar tekrar kanıtlıyorlar.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu mitinge katılanlara şöyle seslendi: “Kardeşlerim, Bu ülke, işçilerin emekçilerin yani sömürülenlerin, değer verilmeyenlerin, insan yerine konmayanların, insan onuruna aykırı yaşam ve çalışma koşulları doğa kanunu, tanrı kelamı, fıtrat sayılanların çoğunlukta olduğu bir ülkedir!

İşte ancak böyle bir ülkede işçiler “İnsanca Yaşam, İnsanca Ücret” talebiyle bir araya gelirler! Ancak böyle bir ülkede, her türlü olumsuzluğa, kaderciliğe, teslimiyetçiliğe, inançsızlığa rağmen onurlu, kararlı, haklarından taviz vermeyen ve tek amaçları insanca çalışmak ve insanca yaşamak olan işçiler bir araya gelerek haykırırlar, “KÖLE DEĞİL İNSANIZ!” diye!

Bu sadece bir haykırış değildir! Bu, sermayenin tahakkümüne, sömürüsüne karşı bir isyan çağrısıdır! Bu köle gibi çalışıp, köle gibi yaşayanların toplanma borusudur!

Kardeşlerim çocuklara sorarlar: “Büyüyünce ne olacaksın?” diye. Tek bir çocuk bile işçi olacağım demez. Çünkü işçi olmak! istenilen, örnek gösterilen bir şey değildir. Terfi edilecek bir yer değil, katlanılacak bir durumdur.

Biz gerçek sendikacılar, yani sınıf sendikacıları ise çocuklarımızın göğsünü gere gere “büyüyünce işçi olacağım ama sendikalı işçi, hakları için bedel ödemeyi göze alan bir işçi olacağım” diyecekleri bir ülke ve bir dünya yaratmak için savaşıyoruz. İşçinin sermayenin kölesi değil insane olduğuna inananların varlığı ve sermayenin çizdiği koşullara katlanmak yerine, işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirme mücadelesi evet ancak bu mücadele çocuklarımıza bu sözleri söyletecek!

Ve inanın ki dostlarım, çocuklarımız işçi olmayı, sendikalı işçi olmayı, hakları için bedel ödemeyi göze alacaklarını bizim onlara bırakacağımız mirasa bakarak söyleyecekler! Ve onlar bunu söylemeye başladıklarında bu dünya, bu ülke bambaşka bir yer olacak!

Bizim kavgamız kendi kavgamız değil. Biz işçinin sermaye karşısındaki konumunu değiştirerek, çocuklarımıza işçi olmaktan utanmayacakları bir dünya bırakma kavgası veriyoruz. Hani meşhur söz var ya! “Mesele birkaç ağaç meselesi değil” diye! Evet mesele bir kaç kuruş meselesi değil! Mesele insanca yaşamak, mesele insanca çalışmak! Yani mesele insan yerine konmak meselesi! Mesele çocuklarımıza bizden daha iyi yaşayıp, çalışacakları bir dünya bırakma meselesi!

Kendimiz için değil, atalarımız için de değil, çocuklarımız için yaşayacağız ve savaşacağız! İş bu nedenle biz köleler, 21 Aralık’ta Gebze’den haykırıyoruz: “SERMAYEYE KÖLE OLMAYACAĞIZ!” Bu bir isyan çağrısı, bu bir toplanma borusudur!

...Kardeşlerim! Büyük bir kavganın öncesindeyiz! Burada, yani Gebze’de toplanan metal işçileri ve aileleri sermayenin kölesi olmaya isyan ettiklerini ve insan yerine konmak istediklerini haykırıyorlar. Bu köle görünenlerin isyan çağrısı, toplanma borusudur.


Konuyla ilişkili diğer makaleler