ILO’dan Türkiye Hükümeti’ne Metal İşçileri İçin Acil Müdahale Çağrısı
Birleşik Metal-İş tarafından Türkiye’nin de imzacısı olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO), sözleşmelerinin gereklerinin Türkiye’de hayata geçmesi için yapılan başvuru neticesinde, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yetkilileri ile sorunun çözülmesi için acilen iletişime geçtiğini açıkladı.
ILO Örgütlenme Özgürlüğü Birimi Şefi Karen Curtis imzası ile gönderilen mektupta, Türkiye’de otomotiv sektöründe işçilerin kendi sendikalarını özgürce seçme hakkı ve kendilerini temsil etmediği iddia edilen Türk Metal sendikası tarafından imzalanan toplu sözleşmenin iptali için fiili greve gittiği ve bu sorunun çözümü için Birleşik Metal-İş tarafından yapılan başvuru ile ilgili, Türkiye Hükümeti ile acilen iletişime geçilip, ILO’nun müdahil olduğu belirtildi.
Birleşik Metal İş Sendikası ILO’ya yaptığı başvurusunda, Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi’nin geçmişte yapılan başvurulara verdiği aşağıdaki kararlara atıfta bulundu:
“Türkiye Hükümeti’nin işçilerin en fazla temsiliyete sahip olan sendika tercihlerini belirtmeleri için uygun mekanizmaları kurması gereklidir. Bu da, işçilerin şirket yönetimi tarafından kontrol edilen sendikadan topluca istifa ettikleri işyerlerinde bir gizli oylama mekanizmasının kurulmasıdır. Mevcut sendika, herhangi bir gizli oylama yapılmadan, toplu sözleşmeye yetkili sendika olarak belirlendiğinden, seçimin ardından başka bir sendika çoğunluk sendikası olarak ortaya çıkarsa, yeni sendikanın mevcut toplu sözleşmenin iptali ve yenisinin görüşmelerine başlamasını isteme hakkı olmalıdır.”
1. Fiili grevlerin yasallığı konusunda Komite diyor ki;
- İşçilere yasaklanan belli tip grevlerle ilgili (iş bırakma, sendika tarafından çağrılmayan grevler, fiili grevler, iş yavaşlatma ve işyerini terk etmeme eylemleri), bu tarz yasaklamalar sadece grevler barışçıl olmaktan çıkarsa haklıdırlar.
(Bakınız, 2006 Digest para 545; 1996 Digest, paras. 496 and 497; and 306th Report, Case No. 1865, para. 337.)
- Grev hakkı, sadece toplu sözleşmenin imzalanması sonucunda çözülecek grevler ile sınırlı olmamalıdır; işçiler ve örgütleri daha geniş bağlamda gerekli gördükleri takdirde üyelerinin çıkarlarını etkileyen ekonomik ve sosyal konularda memnuniyetsizliklerini dile getirebilmelidirler.
(Bakınız, 2006 Digest Para. 531; 1996 Digest, para. 484; 300th Report, Case No. 1777, para. 71; and 320th Report, Case No. 1865, para. 526.)
2. Çoğunluk temsiliyetine sahip sendikanın belirlenmesi
- Bir işyerinde toplu sözleşme için, en fazla temsiliyeti olan sendikayı tek yetkili sendika olarak tanınması tek başına 87 No’lu Sözleşme ile uyumsuzluk anlamına gelmez. Ancak, bu durum sadece bir dizi güvencenin sağlandığı koşullarda geçerlidir; (a) sertifikasyon bağımsız bir kurum tarafından yapılmalıdır, (b) temsil yetkisine sahip olan sendika o iş yerinde işçilerin oylamadaki oy çokluğuyla belirlenmelidir (c) belirli bir sürenin ardından, oylamada yeterli sayıda oy alamayan bir sendikanın yeniden oylama isteme hakkı olmalıdır (d) temsil sertifikasına sahip sendikaların dışındaki bir sendikanın önceden belirlenmiş bir sürenin, genellikle bir önceki oylamanın üzerinden 12 ay geçmesinin, ardından yeniden oylama isteme hakkı vardır.
(Bakınız 2006 Digest para. 969; 1996 Digest, para. 834; 300th Report, Case No. 1741, para. 55; 302nd Report, Case No 1826, para. 407; 328th Report, Case No. 2136, para. 525; and 332nd Report, Case No. 2252, para. 879.)
3. İşçilerin benimsemediği toplu sözleşmenin iptali ile ilgili olarak ise;
- Eğer toplu sözleşmeyi imzalayan sendikanın dışında bir sendika, ara süreçte çoğunluk sendikası olursa ve toplu sözleşmenin iptalini isterse, yetkililer işverene ilgili sendikanın tanınması için girişimlerde bulunmalıdırlar.
(Bakınız, 2006 Digest para. 960; 1996 Digest, paragraf 825; ve 330’uncu Rapor, Dava No. 2229, para. 955.)
- ILO’nun Birleşik Metal-İş Sendikası’nın başvurusuna gönderdiği cevap;
“Kendi sendika tercihlerini özgürce yapabilmek için ve kendilerinin profesyonel çıkarlarını temsil etmediği iddia edilen Türk Metal sendikasının imzaladığı toplu sözleşmenin iptali için, işçilerin gittiği fiili grevlerin de dahil olduğu otomobil endüstrisinde yaşanan mevcut sorunun çözülmesi amacıyla ILO’nun acil müdahalesini istediğiniz 27 Mayıs 2015 tarihli yazışmanızın elimize ulaştığını belirtmek isterim.
Sizi temin ederiz ki, ILO, Türkiye Hükümeti yetkilileri ile sizin mesajınız elimize ulaşır ulaşmaz acil müdahalede bulunmak için iletişime geçmiştir. Hükümetin bu konuda yapacağı her türlü yorum ve bilgilendirme, bilginiz amacıyla size ulaştırılacaktır.
Genel Direktör adına,
Karen Curtis
ILO Örgütlenme Özgürlüğü Birimi Şefi”
Birleşik Metal İş tarafından ILO’ya gönderilen başvuru;
TO: Guy Ryder, ILO Genel Direktörü
CC: Karen Curtis, Örgütlenme Özgürlüğü Birimi Direktörü
Sayın Bay Ryder ve Bayan Curtis,
Türkiye’de, şu anda otomotiv endüstrisinde bir dizi “fiili grev” devam etmekte, işçiler üye olmaya zorlandıkları ve kendilerini temsil etmediğini iddia ettikleri sendikadan istifa etmekteler ve bu kurum tarafından imzalanan toplu sözleşmenin iptalini istiyorlar. Bu grev dalgasından etkilenen şirketler arasında, Renault, Ford, FIAT, Case New Holland ve otomotiv sektöründe pek çok şirket daha var. Otomotiv sektöründe, şirket yönetimleri tarafından desteklenen ve kontrol edilen sendikaların varlığı, demokratik sendikal hareketi ve genel olarak örgütlenme özgürlüğünün altını önemli bir ölçüde boşaltmaktadır. İşçiler kendi temsilcilerini özgürce seçememektedirler. İşçiler bağımsız bir sendikayı seçme cesaretini gösterdiklerinde, şirket yönetimi tarafından yaptırımlarla karşılaşmaktadırlar. Otomotiv sektöründe, sendika tercihleri nedeniyle geçmişte çok sayıda işten çıkarma yaşanmıştır. Sendikal mevzuat bu tarz ihlallere karşı yeterli bir koruma sağlayamamaktadır. Grevdeki işçilerin çözüm aradığı en önemli konu, kendi sendika temsilcilerini özgürce seçebilmeleridir. Türkiye’de sendikal mevzuat bir işyerinde birden fazla sendika olduğu durumlarda, en fazla temsiliyete sahip olan sendikanın belirlenmesi için gizli oylama yöntemini uygulamamaktadır. İşçiler ise sendika tercihlerini seçim yoluyla belirlemek istemektedirler. İşçiler aynı zamanda katıldıkları grev nedeniyle, çok sayıda işçinin işten atılabileceğinden korkmaktadırlar.
Hükümet yetkilileri ve işverenler şunları söylemektedir:
1. Bu eylemler yasadışıdır ve bu eyleme katıldıkları için işçiler işten atılabilir.
2. Tüm çalışanlar bu sendikadan istifa etmelerine rağmen, bu işyerlerinde Eylül 2017’e kadar geçerli bir toplu iş sözleşmesi vardır dolayısıyla işçiler istifa etmelerine rağmen bu sendikaya üyelik aidatı ödemelidir.
3. 2017’ye kadar toplu sözleşmede herhangi bir değişiklik yapılamaz.
ILO Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi benzer konulara geçmiş kararlarında değinmektedir;
1. Fiili grevlerin meşruluğu konusunda Komite diyor ki; - İşçilere yasaklanan belli tip grevlerle ilgili (iş bırakma, sendika tarafından çağrılmayan grevler, iş yavaşlatma ve işyerini terk etmeme eylemleri), bu tarz yasaklamalar sadece grevler barışçıl olmaktan çıkarsa haklıdırlar. –
Grev hakkı, sadece toplu sözleşmenin imzalanması sonucunda çözülecek grevler ile sınırlı olmamalıdır; işçiler ve örgütleri daha geniş bağlamda gerekli gördükleri takdirde üyelerinin çıkarlarını etkileyen ekonomik ve sosyal konularda memnuniyetsizliklerini dile getirebilmelidirler.
2. Çoğunluk temsiliyetine sahip sendikanın belirlenmesi
- Bir işyerinde toplu sözleşme için, en fazla temsiliyeti olan sendikayı tek yetkili sendika olarak tanınması tek başına 87 No’lu Sözleşme ile uyumsuzluk anlamına gelmez. Ancak, bu durum sadece bir dizi güvencenin sağlandığı koşullarda geçerlidir; a) Yetkilendirme bağımsız bir kurum tarafından yapılmalıdır, b) Temsil yetkisine sahip olan sendika o iş yerinde işçilerin oylamadaki oy çokluğuyla belirlenmelidir c) Belirli bir sürenin ardından, oylamada yeterli sayıda oy alamayan bir sendikanın yeniden oylama isteme hakkı olmalıdır d) Temsil yetkisine sahip sendikaların dışındaki bir sendikanın önceden belirlenmiş bir sürenin, genellikle bir önceki oylamanın üzerinden12 ay geçmesinin, ardından yeniden oylama isteme hakkı vardır.
3. İşçilerin benimsemediği toplu sözleşmenin iptali ile ilgili olarak;
- Eğer toplu sözleşmeyi imzalayan sendikanın dışında bir sendika, ara süreçte çoğunluk sendikası olursa ve toplu sözleşmenin iptalini isterse, yetkililer işverene ilgili sendikanın tanınması için girişimlerde bulunmalıdırlar. Yukarıda bahsedilen kararlara göre, bu sorunun çözülmesi için en uygun yol, Türkiye Hükümeti’nin işçilerin en fazla temsiliyete sahip olan sendika tercihlerini belirtmeleri için uygun mekanizmaları kurmasıdır. Bu da, işçilerin şirket yönetimi tarafından kontrol edilen sendikadan topluca istifa ettikleri işyerlerinde bir gizli oylama mekanizmasının kurulmasıdır. Mevcut sendika, herhangi bir gizli oylama yapılmadan, toplu sözleşmeye yetkili sendika olarak belirlendiğinden, seçimin ardından başka bir sendika çoğunluk sendikası olarak ortaya çıkarsa, yeni sendikanın mevcut toplu sözleşmenin iptali ve yenisinin görüşmelerine başlanması gerekir. Dolayısıyla, ILO’dan beklentimiz Türkiye’de örgütlenme özgürlüğünü derinden etkileyen bu konulara açıklık getirmesi ve Türkiye hükümetiyle temasa geçerek işyerlerinde sendikal temsiliyetin belirlenmesi için seçimlerin düzenlenmesi ve bu acil konunun çözülmesi için harekete geçme çağrısı yapmasıdır.