Kibir, Hırs ve Kaçınılmaz SON !
Türkiye Kapitalist bir ülke. İktidarda burjuvazinin olması gerekmez mi? Öyle de. Ancak burjuvazinin yeni oluşan temsilcilerini seçmişler. Feodal özellikleri, dinsel hassasiyetleri henüz tam yok olmamış. Yani daha tam anlamıyla burjuvalaşmamış bir burjuvazi yönetiyor ülkeyi. Sebebi açık. Geleneksel burjuvazi bu katmerli sömürüyü insanları kandırarak yürütme özelliklerine sahip değildi. Anında tepelerdi işçi sınıfı onları.
İşçi sınıfı devrimi kapitalist bir ülkede yapacak. İşçi sınıfının gelişmekte olan bir kapitalist ülkede çalışması ve yaşaması bizce olumsuz değil. “Burjuvazi, kendi mezar kasıcısını yaratıyor.” Varsın sınıf da kapitalizmin tüm “nimetlerinden” faydalansın. Bir taraftan iliğine kadar sömürülürken farkında olmadan katmerli bir sömürü ile daha karşı karşıya kalsın. Farkında olmadan diyoruz. Çünkü, cebinde 10 tane kredi kartıyla istediğini alıyor. Maaşı 2000 TL, “kredi kartı” limitleri toplam 50-60 bin TL. O da yetmiyor, “konut kredisi”, “tüketici kredisi” ile bu çark bir yere kadar döner. Bir bakmışın “kredi” borçların “kredi kartı” borcun da dahil 300 bin TL’yi geçmiş. Hadi eve 2-3 maaş giriyor diyelim. Nereye kadar?
İşte 24 Ocak 1980’de başlatılan, 12 Eylül faşizmi olmasaydı oturtulamayacak olan, önce askerler, daha sonra, ANAP, DYP, DSP, MHP, CHP eliyle uygulanan ve AKP ile devam eden süreç böyle bir süreç. Özünde 1980’den beri izlenen ekonomik politika aynı. Yok, birbirlerinden farkları! Bugün AKP’nin uyguladığı da DSP döneminde Kemal Derviş’in yeni bir itki yaptığı ekonomik politika. Yanıltma, kandırma ve oyalama temelinde kurulan bir ekonomi. Maksat kendi ömrünü biraz daha uzatmak.
Dini, milli nutuklarla, kendinden hissettiren kabadayı edasıyla bu iş nereye kadar sürer? Ekonomik kriz geliştikçe bu insanlar yönetilemez hale gelecek. Kredi kartları, konut ve tüketici kredileri tek tek patladıkça, hacizler, icralar başlayınca, işçi sınıfı sen “grevi erteleme kararı” aldın diye kuzu kuzu işinin başına dönmeyecek. Sokaklara dökülecek, barikatlar kuracak, sarayların kapılarına dayanacak. O çaldığın milyarlarca dolarları son kuruşuna kadar senden geri alacak.
Yönetebildiği sürece kibiri elden bırakmayanlar, oy verenlerini dahi “hayırlı bir iş için kullanılan para haram olmaz” diyerek kandıran, hırsızlığı kanıksatanlar; kendi partilerini yasaklatmak için Cumhuriyet Mitingleri düzenleyenler ile uzlaşacak kadar omurgasız olanlar; patronu ABD’ye kafa tutacak “densizliğe” ulaşanlar; Küba’ya cami inşa edecek kadar ayakları yerden kesilenler; saraylar, hanlar, hamamlar, uçaklar yaptıranlar, bugün yavaş yavaş yolun sonuna gelmeye başladıklarını hissediyorlar. O kibir ve hırs, bu sefer korkunun getirdiği saldırganlık ile birleşiyor. “Yeni İç Güvenlik Paketi” bunun gereği. Ama ne çare; “toplumların tarihi sınıf mücadeleleri tarihidir...”
Politika