Türkiye ve Dünyaya Bakış - 141

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 141

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 141

15 Temmuz nasıl okunmalı?

15 Temmuz 2016 beşinci yılında resmi tatil günü olarak, farklı yorumlarla değerlendirildi. 15 Temmuz belgeleri gizli tutulduğu, sorumluluk taşıyanlar ifade vermediği için komplo teorileri yoluyla yorum yapmak doğru olmaz. Bu nedenle bilinebilenlerden yola çıkarak görüş belirtmek daha uygun olur.

15 Temmuz “darbesi” için kimlerin talimat verdiği ve yönettiği belli değil. Genel Kurmay’ın günler öncesinden haberdar olduğu, hatta Erdoğan’ın da konu hakkında bilgi sahibi olduğu söyleniyor. Kimi askerler sokağa çıkıyor ama başlarında rütbeli yok. MİT Başkanı Hakan Fidan “darbe yapılacağı” bilgisi ile Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ile 15 Temmuz günü Genel Kurmay Karargahında buluşuyor ve görüşüyor. Diyanet İşleri Başkanı konudan haberdar. Resmi yorumlara göre tüm bunların haberi var ama Erdoğan’ın yok. Tüm bunlar olurken konu hakkında bilgi sahibi olan Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, askeri personele sokağa çıkmama emri vermiyor. Tutuklu bulunan Orgeneral ve YAŞ üyesi eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk “darbe yöneticisi” olarak yargılanıyor, ve ne ilginçtir ki aynı Akın Öztürk o gece Hulusi Akar ile jetlerin kalkış yaptığı Akıncı Hava Üssü’nde bulunuyor, hatta 16 Temmuz günü birlikte basının karşısına çıkıyorlar. Şimdi ise Akın Öztürk “darbenin” 1 numarası, Hulusi Akar ise Milli Savunma Bakanı. Erdoğan’ın Marmaris’te “Allahın bir lütfu” olarak nitelemesi de, aynı FaceTime görüşmesinde AKP’lileri sokağa çıkma çağrısı yaptıktan sonra ülkenin her yerinde AKP’lilerin hazır pankartlarla sokaklara akması, sivillerin silahlandırılmış olması açığa kavuşturulması gereken noktalardır. Bütün emareler konuya hazırlıklı olunduğu yönünde bir izlenim veriyor. Bu liste uzatılabilir. Bir dizi detaya girilebilir. Ancak bu kadarı bile çelişkiler ile dolu bir gece yaşandığına işaret ediyor.

Sanki AKP 2002’den itibaren bu ülkeyi Fethullah Cemaati ile birlikte yönetmemiş gibi davranılıyor. Türkçe Olimpiyatları, TC devleti desteği ve talimatları ile dünyanın değişik ülkelerinde kurulan Fethullah okulları olmamış, AKP kurmayları, başta Erdoğan olmak üzere Türkçe Olimpiyatlarına bizzat katılıp övücü konuşmalar yapmamışlar gibi davranıyorlar. Konunu bu yanıyla ilgili de binlerce sayfa yazı yazılabilir. Tüm Türkiye ve dünya AKP’nin kimlerle ve nasıl 2002’de iktidar olduğunu bilmektedir.

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra AKP’nin aldığı ağır yenilginin tüm bu gelişmelerin başlangıcı olduğunu okumak için müneccim olmak gerekmiyor. Önce Kürt devrimci demokratik hareketine, akabinde Sosyalist güçlere yönelik saldırının yoğunlaşması, HDP’ye karşı yaratılan baskı ve terörle özdeşleşti. Kürt illeri abluka altına alındı, siyasi katliamlar ve cinayetler yoğunlaştı. Kürtlere karşı savaş yeniden kızıştırıldı. Sonunda da kendi aralarındaki hesaplaşmaya girerek ortaklık yaptıkları Fethullah Cemaatini terör örgütü ilan ettiler. Bunu da bir şekilde gerekçelendirmek gerekiyordu. Nasıl ki Dolmabahçe Masası devrildiği gibi 7 Haziran sonrası başlayan süreç 15 Temmuz ile sonuçlandırıldı. Bugün olanları anlamak için 7 Haziran 2015’ten sonra olan gelişmeleri doğru okumak gerekmektedir. Hatta onun da gerisine giderek Mayıs 2013 Gezi Direnişi ile gelişmeleri değerlendirmeye başlamak en doğru yol olacaktır. Gezi Direnişi, ülkenin her yanında milyonlarca yurttaşın ayağa kalktığı şanlı bir direniş olarak yakın tarihimize damga vururken, aynı zamanda işbirlikçi oligarşinin devlet düzenini ve rejimini korumak için önlemler almaya başladığı milat olmuştur. Nasıl ki HDP 2014 yılında kurulurken Gezi Direnişi güçlerinin partisi olarak kurulmuş ve Türkiye’nin batısında da etkin bir politik güç haline gelmiş ve Meclis’te temsil edilen üçüncü büyük güç durumuna gelmişse, devlet de bu gelişme karşısında 15 Temmuz’a kadar uzanan önlemlerini almıştır.

Gün gelecek, üstü örtülen ve gizlenen, merak edilen tüm detayların belgeleri ve şahitleri gün yüzüne çıkacaktır. Neki, bu kendiliğinden olmayacaktır. Ülkenin barış, demokrasi, emek, bağımsızlık, özgürlük ve sosyalizm güçlerine bu konuda tayin edici rol düşmektedir. Demokrasi İttifakı ve Cephesi bu nedenle tüm yakıcılığı ile yaşama geçirilmeyi beklemektedir.

16 Temmuz 2021

 


Konuyla ilişkili diğer makaleler