Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 10 Temmuz 2017 Tarihli Açıklaması: Adalet Yürüyüşü ve Mitingi Üzerine

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 10 Temmuz 2017 Tarihli Açıklaması: Adalet Yürüyüşü ve Mitingi Üzerine

Türkiye Komünist PartisiTürkiye kamuoyu üç haftayı aşkın bir süre ADALET gündemi ile meşgul oldu. Hangi partiye mensup olursa olsun, tüm seçmen, üyeleri ve çevreleri ADALET kavramı üzerinde düşünmek durumunda kaldı. Bu olumlu bir olgudur.

Eylem, nitelik olarak AKP-SARAY Rejiminin karşıtı konumundaydı. Bu niteliği ile ülke gündemine yön verdi. Rejimin tüm gündemi değiştirme girişimleri sonuç vermemiştir. Bu da olumlu bir olgudur.

Gerek yürüyüşün, gerekse mitingin katılımcıları ezici çoğunluğu ile işçi, emekçi, yoksul yurttaşlarımız idi. Alevi yurttaşların katılımı gözle görünür derecede ciddi bir sayıyı oluşturuyordu. Küçük burjuva ve orta burjuvazi mitingde işçiler, emekçiler, yoksullar ile birlikte yer aldı. ADALET istemini birlikte haykırdılar. Bunlar da önemli olgulardır.

Yürüyüş kolunda devrimci marş ve şarkılar ağırlıktaydı. Miting alanında yine devrimci marşlar ve şarkıların yanısıra kürtçe marşlar ve şarkılar tüm katılımcıların coşkun alkışları ile karşılandı. Bu da önemli bir olgudur.

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi için bestelenen “İşçi Yürüyor Baştan” marşı partimizin ATTF Korosu icrasıyla, 68 Devrimci Gençlik Hareketi’nin alamet-i farikası niteliğindeki “Gündoğdu” marşı Grup Yorum icrasıyla ve Ruhi Su’nun “Şişli Meydanında Üç Kız” marşı Ruhi Su yoldaşın icrasıyla en sık tekrarlanan eserler olmuşlardır. Bu da önemli bir olgudur.

DİSK, KESK, TMMOB, TBB, HDP/HDK, HAZİRAN, HALKEVLERİ, HALK CEPHESİ, EMEP ve Partimiz TKP bu eylem ile dayanışma içinde olan ana güçler olmuşlardır. Bu bileşim Türkiye devrimci hareketi ve işçi sınıfı hareketinin siyasi temsilini ifade etmektedir. Bu uzun zamandır arzu edilen ve fiilen gerçekleşmiş olan önemli bir olgudur.

Yürüyüş ve Miting, batının sosyal demokratları ile, sosyalistlerinin ve Kürt devrimci demokratlarının dayanışma çerçevesinde dahi olsa bir araya gelmesini sağlamıştır. Türkiye’de genelde toplumsal ilerleme ve sosyalizm mücadelesinin kısmen, kısa vadede ise Demokratik Türkiye mücadelesinin temel güçleri olan bu güçlerin dayanışma içinde yan yana yer almaları yeni ve önemli bir olgudur.

CHP içinde Baykal, Kocasakal, Feyzioğlu, v.b. unsurlar, bu eyleme açıktan siyasi tavır almışlardır. Hürriyet ve CNN Türk dahil, bugüne dek CHP’yi destekleyen Doğan Medya Grubu üyesi yayın organlarının da katılımıyla yandaş medya olarak nitelenen basını haricindeki tüm boyalı burjuva basını mitingi yayınlamayarak Rejim’in nasıl bir baskı oluşturduğunu ve eylemle aralarına mesafe koyduklarını belgelemiş oldular. Doğan Medya Grubu’nun bu mesafesi yeni bir olgudur.

AKP Genel Başkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, AKP Genel Başkan Yardımcıları, AKP ve Saray’ın sözcülerinin ADALET eylemini suçlama biçimleri, AKP seçmenleri ve üyeleri arasında yaptırdıkları kamuoyu yoklamaları sonuçları, kullandıkları saldırgan dil bu eylemin Rejim için bir sorun olduğunu tartışılmaz biçimde ortaya koymuştur.

Kılıçdaroğlu’nun 9 Ocak 2017, Maltepe Mitingi’nde ilan ettiği 10 Maddelik açıklama hiç bir ilerici, demokrat, yurtsever, devrimci, sosyalist ve komünistin itirazının olamayacağı içeriktedir.

Konuşmasında “sokak” çağrısı yapması, mücadelenin bitmediği, sürdürüleceğini açıklaması, tüm tutuklu vekillere, gazeteci, akademisyen, Nuriye ve Semih’in hemen serbest bırakılmaları çağrısı yapması, ülkenin yakıcı tüm temel sorunlarına değinmesi ve Anayasa’yı gayrı-meşru ilan etmesi, OHAL’in ve yürürlükteki KHK’lerin derhal kaldırılmasını istemesi eksikleri olsa dahi doğru talepleri kapsamaktadır.

Türkiye Komünist Partisi’nin politik hedefleri açısından kuşkusuz ki bu içerik, nitelik ve mücadele yöntemleri yeterli değildir. Ancak bu içerik ve nitelik partimizin kısa vadede BÖLGEDE BARIŞ VE DEMOKRATİK TÜRKİYE İÇİN ACİL EYLEM PROGRAMI hedefleri ile kısmen örtüşmektedir.

Belirleyici olan İŞ-EKMEK-BARIŞ-ADALET-EŞİTLİK-ÖZGÜRLÜK istemleri temelinde mücadelenin bu aşamadan sonra kesintiye uğramadan nasıl sürdürüleceğidir. Bu konuda da partimizin üzerine ertelenemez önemli görevler düşmektedir. Tüm çalışma alanlarımızda ADALET belgisi ile başlayan ve tüm ilerici, yurtsever, devrimci, demokrat, sosyalist yurttaşlarımız arasında ciddi bir heyecan yaratmış olan sürecin sürekliliğinin sağlanmasını ve diğer istemlerimiz ile birleştirilmesini teminat altına almamız gerekmektedir. İstemlerin süreklileşmesi, genişlemesi ve yığınların heyecanının sönümlenmeden daha da yükselmesinin sağlanmasının tek yolu bu birlik ve dayanışmayı tabana yayarak, mahalle, semt, köy, fabrika ve işyerlerinde kalıcı kılmaktır. Konunun bu yanına hiç bir bileşen önem vermese dahi, bu çalışma parti örgütlerimizin ve her düzeyde kadrolarımızın ana görevidir. Partimizin bu alanda tüm parti örgütlerine yönelik çalışma programı somuttur, çünkü komünistlerin siyasi yığın çalışması ve örgütlenme ilkeleri sabittir ve bakidir.

Türkiye Komünist Partisi, çıkış yolunun Türkiye Federatif Sosyalist Cumhuriyeti olduğunun bilincindedir ve varlık nedeni bu amaçtır. Bu amaca ulaşmak, proletarya devriminin koşullarının olgunlaşması ve devrimin ordusunun yaratılması bugün yürütülecek demokratik mücadeleler içinde mümkün olacaktır. Değilse, en doğru ilkeleri sıralamak, yığınlara ihtiyaçları olan bilinci taşımadan ve devrimci mücadelenin işçi sınıfı içinde nüvelerini oluşturmadan sonuç almayı beklemek, yaşamın ve sınıf mücadelesinin gerçeklerinden kopuk bir yaklaşımdır. Bu tür yaklaşımların sınıf savaşımı açısından karşılığı yoktur.

Partimizin ölçüsü kimin ne dediği değil, sınıf savaşımının günlük pratiğinde elde edilen somut kazanımlar, kadroların sınıf içinde ve yığınlar arasında kök salma yetenekleri, işçi, emekçi ve yoksulların kendi sorunları ve deneyleri temelinde özgün örgütlenme biçimleri sağlamaları ve tüm bunların toplamında burjuvaziye karşı sınıf mücadelesine aktif olarak katılmalarıdır. Türkiye Komünist Partisi bugün siyasi bağlaşıkları ile AKP-SARAY Rejimi’ne karşı savaşıyor, ancak asıl amacının sadece hükümeti değil, burjuva devletini yıkmak ve işçi sınıfının iktidarını kurmak olduğunu hiç bir zaman gizlemeye gerek görmüyor. Tam da bu hedefi gerçekleştirmek için bugünün mücadelelerine önem veriyor.

Her yoldaşımız, her gün bu amaç için ne başardığını, kaç yeni ilişki kurduğunu, hangi Meclis çalışmasında ne katkıda bulunduğunu, partimizin politikalarını kaç yurttaş ile tartıştığını, kaç gazete sattığını, gazete ilişkisini ne kadar düzenli sürdürdüğünü ve ne sonuçlar elde ettiğinin değerlendirmesini yapmalı ve rapor etmelidir. Tüm parti örgütü ve yoldaşlarımızın birincil görevleri ve başarımızın kıstasları bu olgulardır.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
10 Temmuz 2017


Konuyla ilişkili diğer makaleler