Türkiye ve Dünyaya Bakış - 124
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ DİRENİŞİ'NDEN ÇIKARILACAK DERSLER
Boğaziçi Üniversitesi’ne CB Erdoğan tarafından rektör ataması yapıldıktan sonra üniversite öğrencilerinin direnişi tüm ülke gündemini birkaç gün belirledi. Ardından da daha düşük seviyede olmak üzere gündem olmaya devam etti.
Rektörlüğe CB tarafından atanan Prof. Melih Bulu, pişkin hareketler ile öğrencilere yaklaşmaya ve medyada kendine güvenen, mütevazi bir öğretim görevlisi olarak izlenim vermeye çalışsa da, ne kamuoyu ne de üniversite öğrencileri ilkesel olarak yanlış olan atama konusunda bir milim geri adım atmadılar.
Gündeme fazla yansımayan yanı ise Boğaziçi Üniversitesi’nin öğretim görevlileri kadrosunun da ciddi bir direniş sergilemiş olmalarıdır. Rektör yardımcıları, dekanlar, bölüm başkanları ve tüm öğretim görevlileri birlikte tavır alarak CB tarafından atanan Melih Bulu’nun göreve başlaması için gereken onayı vermediler. Melih Bulu fiziksel olarak rektör koltuğuna oturdu ama resmen görevine başlayamıyor. Atamanın şu aşamada yönetsel hiç bir geçerliliği yok. Boğaziçi Üniversitesi bugün hala resmen rektörsüzdür.
Bu konunun bilinmesi önemli, çünkü kamuoyu tarafından kara sansür nedeniyle bilinmemesi için gizleniyor. Kamuoyu, “öğrenciler biraz patırtı etti ama sonunda rektör görevine başladı” olarak biliyorlar, ki gerçek durumun böyle olmadığını açıkladık.
Konunun bir farklı boyutu daha var. Bilindiği üzere 12 Eylül askeri faşist yönetimi döneminde oluşturulan YÖK ile üniversitelerin özerkliği sınırlandırılmaya başlanmıştı. Erdoğan döneminde rektör atamaları ile bu sınırlama daha da genişletildi.
Aslolan ülke çapında “Özerk Demokratik Üniversite” mücadelesinin yükseltilmesine olan ihtiyaçtır. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile ülkenin tüm üniversitelerinden öğrenciler dayanışmalarını yükselttiler. Ancak bu yeterli değil. Bu ülkenin tüm üniversiteleri önce kendi bünyelerinde, sonra ise ülke çapında koordine olarak “Özerk Demokratik Üniversite” istemini güçlü bir şekilde ortaya koymalıdırlar. Bu yapıldığında ülkenin demokratik kamuoyu da bu kampanyaya destek verecek ve kampanya sonuç alıcı bir niteliğe kavuşabilecektir.
Boğaziçi Üniversitesi Direnişi bize ülke çapında “Özerk Demokratik Üniversite” mücadelesinin ne denli önemli olduğunu hatırlatmış olması gerekir.
31 Ocak 2021