Her yeni gelen, eskisini kötülemekle başlardı işe…
Şişhane’deki Tarihi Çay Bahçesi’ne on dakika erken gidip Haliç’e bakan masalardan birine ilişti. Çırak, gelecek olanı iyi tanıdığını söylemişti. Oturur oturmaz yaşlı garson çayı masaya sürmüştü bile. Etrafla fazla ilgilenmeden garsonun getirdiği çayı yudumlayarak Haliç’i seyre koyuldu. İstanbul’a göç ettiklerinde Fener’de bir bodrum kata taşınmışlardı. Kaleyi andıran kırmızı tuğlalı Fener Rum Okulu’nun hemen alt tarafındaki bu evde çok kalamamışlardı. devamı