Soma Katliamının Birinci Yıldönümünde: Soma’da Yürüyüşe
Somalı Madenci Aileleri 10 Mayıs 2015 günü katliamın yıl dönümü haftasında Soma Katliamının unutulmaması ve unutturulmaması, sorumlularından hesap sorulabilmesi için bir miting yapacaklar. Ailelerin çağrısı iş cinayetlerine dur diyebilmek için Soma’nın sesinin tüm ülkede yayılması ve 13 Mayıs haftasında yapılacak miting, anma ve diğer etkinliklerin güçlü bir biçimde gerçekleşmesi önem taşıyor. Bu çerçevede 13 Mayıs Haftasının ilk kitlesel eylemi olan 10 Mayıs mitingine tüm yurttaşlardan destek bekleniyor.
Soma Şehit Madenci Aileleri imzalı çağrı şöyle:
Unutmamak ve Hesap Sormak İçin Soma’ya 10 Mayıs Miting’ine Davet
Tam bir yıl önce 301 canımızı kaybettik. 301 evladımızı, sevdiğimizi, yakınımızı… Onlar birer rakam, birer isim değillerdi. Hepsinin hikayeleri, umutları, hayalleri; evimizde, kalbimizde yerleri vardı. Çok özledik onları ve unutmadık. Acıları da, anıları da bizimle birlikte yaşıyor. Unutmamızı istediler. Para verelim, ev dağıtacağız dediler, gerekenler yapılıyor siz evinizde oturun ve artık unutun dediler. Ama biz unutmadık ve unutmayacağız. Onların anıları, resimleri, çocukları, eşyaları, baretleri gözümüzün önündeyken nasıl unuturuz. Unutmak onları bir kez daha öldürmek olmaz mı?
Bizim evlatlarımız bir kazayla, doğal bir felaketle ölmediler. Onlar bir iş cinayetinde katledildiler. Ülkenin enerji politikalarının, insana değer vermeyen maden işletmeciliğinin, emekçiyi yok sayan politikacıların, rödovans, taşeron, dayıbaşılık gibi ilkel çalıştırma biçimlerinin, denetimsiz hadi-hadi sisteminin, acımasız kâr isteğinin, üç kuruşluk maskeyi, beş kuruşluk yaşam odasını esirgeyen zihniyetin, baştan savma müfettiş raporlarının, özelleştirme çılgınlığının, ucuz kömürle oy avcılığı yapma telaşının, patronla danışıklı sendikacılık yapmanın, bunların hepsinin birlikte hazırladığı bir katliamın kurbanı oldu bizim canlarımız.
Şimdi bize hesap sormayın diyorlar. Nasıl sormayız? Onları ölüme götüren tüm bu sistemi görürken nasıl susarız? Yalnızca canlarımızın anılarına ihanet etmemek için değil; her gün ülkenin dört bir yanında ocaklara inen binlerce madencinin geleceği için de susmamamız gerekiyor. Çünkü madenlerde bu düzen sürdükçe daha nice insanımızı toprağa vereceğimizi görüyoruz, biliyoruz. Kendimizi onlara karşı da sorumlu hissediyoruz. Tüm yaşananlara rağmen bugün Soma’da bile değişen birşeyin olmadığını izliyoruz. Gerçeği en yakından görenler, yaşayanlar olarak herkese anlatmayı, göstermeyi borç biliyoruz.
Tekmeyle, yumrukla, rüşvetle, şovlarla bizi kandırmaya, öfkemizi yatıştırmaya çalışıyorlar. Ama biz hesap soracağız. Yüzlerce insanı toprağın yedi kat altına gömmenin öyle ucuz, öyle kolay olmayacağını göstereceğiz. Bizi davadan caydırmak istediler, bize mahkeme salonlarını kapatmak istediler, sesimiz çıkmasın diye ablukaya aldılar. Ama kararlıyız, hesap soracağız. Davalarımızı takip edeceğiz, mahkeme salonlarında suçu birbirlerinin üzerine atma oyunu oynayanların gözlerine bakmaya devam edeceğiz, en alttakinden en üsttekine kadar tüm gerçek suçluların ve tüm bu insanlık düşmanı sistemin sorgulanması, hesap sorulması için elimizden geleni yapacağız.
Bir yıl önce eşlerimizi evlatlarımızı toprağa verirken tek avuntumuz ülkenin her yerinde ayağa kalkan insanlarımızdı. Soma Türkiye’nin yarası, vicdanı ve öfkesi oldu. Her yer Soma oldu. Şimdi katliamın birinci yıl dönümünde bir kez daha herkesi Soma olmaya, Soma’da olmaya çağırıyoruz. Biliyoruz ki yalnızca biz değil, bu ülkenin emekçileri, vicdanlı insanları, örgütlü güçleri, direnişçileri de Soma’yı unutmadılar. Hesap sormak için, adalete ulaşmak için, yalnız olmadığımız bilmeye, görmeye ve göstermeye ihtiyacımız var.
Emeğin dayanışması, acının paylaşılması ve adalete ulaşılması için 10 Mayıs pazar günü sendikaları, partileri, hareketleri, kitle örgütlerini, aydınları, gençleri, ülkenin tüm emekçilerini Soma’ya davet ediyoruz. Gelin düzenleyeceğimiz mitingle Soma’yı unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı tüm dünyaya birlikte gösterelim.