Gelenekten Geleceğe 1 Mayıs

“Amele kardaşım, yoldaşım, arkadaşım! Bir Mayıs gününü sana tebrik eylerim.
Bu gün mefkûremiz henüz çocuk halindedir. Âti, o koca saadet-i beşer sizindir…
Mecmuamız, 1 Mayıs bayramını umum cihan amelesine tebrik etmeyi,
kendisine en büyük şeref bilir…” devamı
Mayıs 1945: Nazi Almanyası’nın başkenti Berlin düşmüş, Kızıl Ordu askerleri kentin sokaklarında zaferi kutluyor... Savaşta verdiği milyonlarca kaybın yanı sıra, Nazi işgali altında yok edilmiş köyleri, harap olmuş kentleriyle Sovyetler Birliği için tarifi zor bir an.
Her ne kadar ayırmak kolay olmasa da biz Karl Liebknecht ile hatta onun da bir sözü üzerinden savaş yıllarına gidelim: “Esas düşman kendi ülkemizdedir!” Kimdir bu düşman? Neden 'esas'tır?
Aram Pehlivanyan, 1 Ağustos 1917’de (nüfus tezkeresine göre 9 Temmuz 1333’te) İstanbul Üsküdar’da doğdu. Yeni Mahalle, Boyacı Artin Sokak, Hane No: 6’da kayıtlı ailenin altıncı ve son çocuğuydu. Evleri Bağlarbaşı yakınındaydı. Çocukluğu Üsküdar’da ve ailesinin dedelerden kalma çiftliğinin bulunduğu Küçük Çamlıca’da geçti.
1880’li yıllarda Avrupa’da yükselen iki rakip emperyalist ülke kılıçlarını bilemeye başlamıştı. Üç yüz yıldır dünyanın her yerinde ticaret kolonileri kurmuş İngiltere ile Siemens ve Bessemer tipi yüksek fırını bulup demir çelik işleme teknolojilerinde büyük ilerleme kaydetmiş Almanya... Sanayi devriminin ardından ortaya çıkan devasa hammadde ve enerji ihtiyaçları için her ikisi de gözlerini Asya, Afrika ve Ortadoğu uluslarının yeraltı-yerüstü zenginliklerine dikmişti. İtalya, Fransa, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Çarlık Rusyası da kurulmakta olan ‘‘kurtlar sofrasını’’ görüp kendi hazırlıklarını yapmaktaydı.