Politika

Politika kategorisi

Seçimler ve Avrupa’daki Göçmenler

Türkiye’de ve elbette Türkiye kökenli göçmenlerin yaşadığı Avrupa ülkelerinde 14 Mayıs seçimleri şu sıralar sohbetlerin başlıca konusu oluyor. “Sence seçimlerin sonucu ne olacak?” ile başlayıp “Ya AKP-MHP seçimlerle gitmezse ne olacak?” ile devam eden bu tür sohbetler neredeyse her evde, iş yerinde, kıraathanede, alışverişlerde insanların kafasını kurcalıyor. Memleketteki gelişmelere ve genelde politikaya ilgi ve hassasiyet böylesine seçim dönemlerinde genellikle artar. devamı


Gençlik ve Seçimler

14 Mayıs seçimlerinde resmi verilere göre, yaklaşık 65 milyon seçmen oy kullanacak. Ve bu seçmenlerin 4 milyon 904 bin 672’si ise ilk kez oy kullanacak gençlerden oluşuyor. 18-27 yaş aralığındaki seçmen sayısı 13 milyon civarında. Medyada popülerleştirilerek X, Y, Z kuşakları diye kategorize edilmeye çalışan gençlerin seçimlerde nasıl bir “seçmen davranışı” göstereceği, elbette partilerin seçim stratejilerinin temel konusu. devamı


Nasıl Bir Tutum Almalı?

Hiçbir zaman dini gericiliği savunmadık. Ama insanların inanma, düşünme, kanaat edinme, bunları ifade etme özgürlüğünden yana olduk. Geçmiş dönemde, üniversite kapılarında, başörtüsü taktığı için mağdur edilen kadınların yanında olduk. Hatta İnsan Hakları Derneği (İHD) öncülüğünde, “Türban yasağı” olarak uygulanan yasağın karşısında, “Başörtüsüne özgürlük!” sloganında ortaklaştık[1]. devamı


Seçim Sürecinde Karmaşık Konular Ve Doğru Tavır

Emek ve Özgürlük İttifakı Üyeleri

Ülke gündemi seçim ve ittifak tartışmaları ile çalkalanıyor. Gün geçmiyor ki yeni bir sansasyon olmasın. Geçtiğimiz haftalarda Akşener’in Altılı Masa’yı terk edip tekrar dönüşüne şahit olduk. Ülke gündemi üç, dört gün bu konuya kilitlendi. Sadece Millet İttfakı’nda değil, Cumhur İtttifakı’nın Yeniden Refah Partisi hamlesi boşa çıktı ama Hüda-Par ile eski dostluklarını kamuoyu nezdinde tazelediler. devamı


Demokratik bir yaşamı hep birlikte kuracağız!

Kürt halkının, işçi sınıfının, emekçilerin, ezilenlerin ve kadınların mücadelesine karşı uygulanan baskı ve şiddet katmerleşerek devam etmektedir. AKP-MHP iktidarı tarafından her ne kadar baskı ve şiddet artırılmaktaysa da Kürt halkının, emekçilerin ve kadınların mücadelesinin/direnişinin önünde hiçbir barikat duramamaktadır.

Yüz yıllık tarihinin en derin krizini yaşamakta olan ülkede enflasyonun, yoksulluğun, hırsızlığın, talanın, şiddetin ve toplumsal çürümenin had safhaya ulaştığı bir dönemde Maraş Depremini yaşayan ve iktidarın acizliğini, ayrımcılığını, ırkçılığını ve ikiyüzlülüğünü yaşayan halk yığınları yeniden düşünmek zorunda kaldı. devamı


İttifaklar Meselesine Devrimci Bakış

Emek ve Özgürlük İttifakıEmek ve Özgürlük İttifakının önemini anlamak için önce birkaç saptama yapalım: Türkiye sosyalist hareketi, kendi içinde birliği henüz sağlamış olmaktan uzaktır.  Hatta sosyalist hareket kendi arasında ittifak da sağlayamamıştır.

Buna karşılık HDP aralarında birleşemeyen ve ittifak bile kuramayan sosyalist hareketin büyük çoğunluğu ile ittifak kurmuş, bir kısmıyla parti çatısı altında, diğerleriyle Emek ve Özgürlük İttifakı saflarında bu ittifakı sağlamıştır. devamı


Deprem İnsanları, Dayanışma Ve Çocuklar…

Deprem İnsanları ve ÇocuklarYıkıntılar arasında dolaşan insanlar eski sokaklarını arıyor. Göçük altında kalanlardan umut kesildi. Birbirleriyle yaşlı gözlerle iletişim kuruyorlar sessizce. Meydan diye bilinen, takoz, beton parçaları, içine iyi kötü anıların saklandığı eşyaların serpildiği daracık alanı çevreleyen kahveler yok. devamı


İstifa mı, o da ne?

Kendimizi gösterdiğimiz gibi olamadığımızda, verdiğimiz sözlerimizi yerine getiremediğimizde, bulunduğumuz görevlerimizi gereği gibi ifa edemediğimizde utanırız. Utanma duygusu insani bir duygudur ve başkaları tarafından yargılanmanın da ötesinde, kişinin kendi zihninde kendi kendisini yargılamasının da bir sonucudur. İçine düştüğümüz utancın bir gereği olarak ya bu konuda bir özür dileme ya da o göreve uygun bir kimse olmadığımızı itiraf etme durumu ile karşı karşıya kalırız. devamı


TKP eski Politbüro üyesi Veysi Sarısözen: “devlet krizinin” “devrimci krize” dönüşme şartları var

TKP eski Politbüro üyesi Veysi Sarısözen14 Mayıs seçimleri gerçekleşir ve yeni bir 7 Haziran-1 Kasım süreci yaşanmazsa, ilk kez “askeri darbe” olmadan bir değişim yaşanmış olacak. Bu değişimin sadece sandık sonuçlarına bağlı olmadığı deneyimle sabit olan bir gerçek. “Demokrasinin beşiği” Batı’da bile artık sandık sonuçlarına sokakta sahip çıkmak gerekiyor. devamı


İslam Ve Sosyalizm…

“Şeytan bazen Hızır kıyafetindedir…”Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası yayın organı “Yeni Hayat -1922-” dergisinden…

Din, sınıf mücadelesi ve sosyalizm. İlk bakışta kolay kolay yan yana gelemeyeceği düşünülen bu kavramlar, her dönem toplumsal mücadele içinde bulunanların gelip takıldığı ve üzerinde düşünmek zorunda kaldığı sosyolojik bir sorun olagelmiştir.

Kendilerini sosyalist veya komünist olarak niteleyen tek tek insanlardan, bir toplumu sosyal değişime, dönüşüme veya devrime taşıma misyonu üstlenen partilere kadar her kurumun din gibi -toplumun bütün sınıflarını etkileyen ve egemen sınıfların daima en etkili silahlarından biri olmuş- bir soruna kayıtsız kalması beklenemez. devamı