2019 Yılını Nasıl Kazanacağız Ve Şekillendireceğiz?

2019 Yılını Nasıl Kazanacağız Ve Şekillendireceğiz?

“Güzel bir soru…” diyeceksiniz. Bizce güzel olmanın ötesinde önemli bir soru. Ülke ekonomik ve siyasi bir krizin girdabında kıvranıyor. 31 Mart 2019’da Yerel Yönetim Seçimleri icra edilecek. Yılın ilk üç ayı çok önemli. Yanlış anlaşılmasın, seçim her şey değildir ama seçimler sizin nasıl yaklaştığınıza bağlı olarak önem kazanabilir. Bir örnek vermek gerekirse… Çok yakın tarihimizde, 7 Haziran 2015 Genel Milletvekili Seçimleri sonuçlarının iktidarı, egemen sınıfları ve devleti nasıl panik durumuna getirdiğini anımsayalım. Ülkeyi teröre boğdular ve sonunda seçimleri yok sayıp 1 Kasım 2015’de yeniden ve hukuksuzca seçim yaptılar. Bugün de o 15 Kasım seçimi sayesinde koltuklarında oturuyorlar. 7 Haziran seçimleri geçerli sayılsaydı ne Anayasa değişirdi, ne de Başkanlık Sistemi’ne geçilebilirdi.

31 Mart seçimleri, 7 Haziran sonrası başlatılan hukuksuz sürecin son durağıdır. Eğer barış ve demokrasi güçleri 31 Mart seçimlerinde mevziilerini zayıflatmak yoluyla rejimi geriletebilirse ve rejimin önüne koyduğu seçim hedeflerini boşa çıkarırsa bu sonuç rejim açısından 7 Haziran benzeri bir duruma dönüş olacaktır. Bu madalyonun bir yüzü. Madalyonun diğer yüzü ise şu: Bu başarıyı elde eden barış ve demokrasi güçleri ile geniş halk yığınları özgüvenlerini tazeleyeceklerdir. Barış ve demokrasi mücadelesi açısından hiç bir şey 31 Mart öncesi gibi olmayacaktır. Bu olgu sınıf mücadelesinin yükseltilebilmesi açısından çok önemli bir dönemeç olabilir. Bunu başarmak bizlerin ellerinde.

Rejimin tüm olanaklarına ve gücüne karşı güçlerimizi birleştirerek ve tek bir noktaya odaklanarak yürümemiz gerekiyor. Bu amacın özeti şudur: MHP destekli AKP-Saray Rejimi yeni belediyeler kazanamamalı ve de elinde bulundurduğu belediyelerin bir kısmını kaybetmelidir. Tek hedef bu olmalıdır. Burada Büyükşehir, büyük olmayan küçük şehir, metropol, metropol olmayan şehir ayrımı yapmıyoruz. İl, ilçe ayrımı yapmıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Yeşilova Mahallesi muhtarlığı arasında önem farkı koymuyoruz. Bulunduğumuz, yaşadığımız, çalıştığımız, nefes aldığımız her alan seçim alanıdır.

Bu amaç bizim için olduğu kadar Rejim için de geçerlidir. Biz yoktan var olacağız, daha azdan daha çok olacağız, onlar ise varolanlarını kaybedecekler. Dolayısıyla kaybetmemek için mücadele edecekler. Ellerindeki tüm olanaklarını bu seçimlerde kaybetmemek adına seferber edecekler. Her türlü bilgi kirliliğini, demagojiyi, yalan ve iftira yöntemlerini kullanacaklar. Belki seçimleri kazanmak için savaş da çıkaracaklar, insan öldürecekler. Ama inanın ki biz onlardan çok daha güçlüyüz. Çünkü kirli yöntemler kullanmıyoruz, doğrunun, mağdurun, haklının yanındayız, ta kendisiyiz.

Bu seçimlere odaklanmak parlamenterizm değildir. Sınıf hareketini, barış ve demokrasi mücadelesini yükseltmek için yeni mevziiler kazanmak ve düşmanı gerek moral olarak gerekse de somut fiziki olarak geriletmektir. Moral üstünlük sağlamaktır. Düşman saflarında yeni çelişkiler, ayrışmalar yaratmaktır. Biz seçim çalışması değil yığın çalışması yapacağız. Yığınlar arasında politik çalışmalarımızı derinleştireceğiz, geliştireceğiz. Yeni ilişkiler, yeni girişimler, yeni örgütlenmeler, yeni eylemlilikler ve kalıcı, sürekli bir hat yaratacağız.

Nefes aldığımız her alanda, uyumadığımız her dakika bu amaca yönelik çalışma yürütürsek 31 Mart sonrası yeni bir döneme yelken açabileceğiz. Ve 2019 yılının kalan 9 ayı Rejimin istediği gibi değil geniş halk yığınlarının, işçi ve emekçilerin çıkarına şekillenecek. Muhtemelen yine 7 Haziran’dan sonraki gibi saldırmaya çalışacaklar, yapacaklardır da. Ancak biz 31 Mart’a kadar çok iyi çalışır kalıcı izler bırakacak ilişkiler ve örgütlenmeler yaratırsak rejimin tüm senaryolarını boşa çıkaracak güce sahip oluruz. Bunun bilincinde olmalıyız.

Biz kesinlikle rejime isteyerek veya istemeyerek koltuk değneği olmayacağız. Barış, demokrasi, bağımsızlık, emek, özgürlük ve sosyalizm güçlerini bölmek adına aday olanların şatafatlı keskin sözlerine aldanmayacağız. Onları deşifre edeceğiz. Kimi yerde 80 kimi yerde 300 oy almak için, kendi bağımsız “sınıf” siyasetini yürüttüklerini ilan edenler burjuvazinin değirmenine su taşımaktan başka hiç bir işlev görmüyorlar. Bu iyiniyetli ve doğru siyaset yapma anlayışı değildir.

Sınıf savaşımı “kelle hesabı” üzerine kurulmaz. Sınıf savaşımı yığınları bir amaç doğrultusunda birleştirmek, dayanıştırmak ve örgütlü bir güce dönüştürme stratejisi gerektirir. O zaman öyle bir yığınsal güç oluşur ki, yığınların içindeki bireylerin sayısını dahi sayamazsınız.

Böyle dönemlerde çok bilmişler, ukalalar kendilerine konuşmak ve polemik yapmak için alan bulurlar. Onların keskin, ilkeli ve “sol”danmış gibi gözüken söylemlerine kulak asmamalıyız. Hayatları boyunca bir incir çekirdeğini dolduracak çalışma yapmayıp boş konuşanlara karnımız tok. Boş tenekenin sesi çok çıkar derler… Mesele bundan ibaret.

Devrimci güçlerin, sosyalistlerin, komünistlerin görevi bu seçimlerde HDP adaylarını ve HDP’nin aday çıkarmadığı alanlarda HDP’nin işaret ettiği, desteklediği adayları seçmek ve seçtirmektir. Bunun dışında her seçim taktiği yanlıştır. Bu seçim stratejisini uygulayıp koyduğumuz hedeflere ulaşırsak 2019 yılını biz kazanmış ve şekillendirmiş olacağız.


Konuyla ilişkili diğer makaleler