Anti-Tekelci Strateji ve Komünistler: Barış, Demokrasi ve Devrim Tartışmaları Üzerine

1989/1990 karşı devriminden bu yana geçen sürede, karşı devrimin tüm tahribatına, işçi sınıfı hareketi ile Dünya Komünist Hareketi’nin, neredeyse mücadelenin ilk yıllarına döndüren darbeler almalarına rağmen, günümüz dünyasında kapitalizmin tarihin sonu olmadığına, sömürüsüz ve barışçıl bir gelecek olabileceğine dair inançlar azalmadı. devamı


Şu anda anlatacaklarım yaşamda çok az rastlanan olaylardandır. Yani yetenek, ya da insan yeteneğinin boyutları nedir, sorusuna cevap aramak? Bilimsel olarak yetenek konusunda şunlar ifade edilebilir: Bir insan bir konuda yetenekli ise, yetenekli olduğu dalda yüzde elli avantajlıdır. Diğer bir kişiyse ancak o yüzde elliyi eğitim yoluyla elde edebilir. Ancak bu durum yine bir süreç gerektirir. Örneğin Roman’lar müzik konusunda yeteneklidir ama hiç keman çalmamış bir çocuğa kemanı ve yayı uzatıp, “Hadi şimdi çal!” diyemezsiniz. Çocuğun önce keman çalan birini yakından görmesi, izlemesi, en azında müzik sesine aşina olması gerekir. Demek burada yine bir sürece ihtiyaç var. Ancak ondan sonra o çocuktan keman çalmasını isteyebilirsiniz. Matematik de, resim de öyledir. Yani yine eğitim söz konusudur. 

I. Afrin işgal girişimi ve savaşı bir kez daha göstermektedir ki, AKP-MHP Koalisyonunun ‘yeni milli güvenlik konsepti’ adı altında uyguladığı dış politika saldırgandır, yayılmacıdır, Kürt düşmanıdır; Ortadoğu’da ve ülkede barışı değil, savaş ve çatışmayı temel almaktadır. Ülke içi iktidarını bu dış politikayla, yükseltilen saldırgan milliyetçi ve ırkçı hezeyanlarla ayakta tutma hedefidir. Bu ülkede milyonlarca Kürt yurttaşımız yaşamaktadır. Afrin ve çevresinde yaşanan insani yıkımdan ve tahribattan dolayı Kürt halkı her an yaralanmakta, her ölen insan ile birlikte vicdanlar biraz daha kanamaktadır. Bu yaşananlar halklar arasına düşmanlık tohumları serpmekten başka bir anlam taşımamaktadır. AKP-MHP Koalisyonunun açtığı bu yaralar kolay kolay unutulmayacak derinliktedir.
Savaşsız, sömürüsüz, eşit ve özgür bir Türkiye için verilen mücadelede gençliğin ve kadınların çok büyük rolü vardır. Bunun için gençliğin ve kadınların ezici çoğunluğu burjuvazinin hegemonyasından koparılmalı, barış ve demokrasi mücadelesine kazanılmalıdır. Kürt halkına karşı uygulanan asimilasyona, cinsiyet ayrımcılığına, işsizliğe karşı mücadele verilmeden demokrasi mücadelesi gelişemez. 