Rejim Sıkışıyor, Olanaklar Artıyor
AKP Rejimi dış politika, iç politika ve ekonomik alanlarda gitgide sıkışıyor. Sıkıştıkça saldırganlaşıyor. Saldırganlaştıkça milliyetçi, mezhepçi yanını öne çıkarıyor. Bu şekilde yığınların tepkisinden kendisini korumaya ve var olan tabloyu farklı göstermeye çalışıyor. Önümüzdeki aylar, ekonomide göstergelerin daha da negatifleşeceği aylar olacak. Bunun sonucunda içerde işçi sınıfı ve geniş emekçi yığınlar üzerindeki baskı artacak.
AKP’ye ve diğer burjuva partilerine oy veren yığınlar bu gerçeği nasıl görecekler? Komünistlerin önünde duran en önemli soru budur. Bu kesimlere tek tek derman anlatır gibi gerçekleri anlatmak mümkün değil. Yığınlar kendi sorunları ve öz deneyimleri temelinde bilinçlenirler. Komünistler, bunun araçlarını yaratmak durumundadırlar. Sendikal örgütlenmeler ve işyeri parti örgütlenmeleri burada temel önem taşıyor. Ne ki, egemen sınıflar da önlemlerini alıyorlar. İşçi sınıfını bölmek, dağıtmak için taşeronlaşmayı her alanda geliştiriyorlar. İşçi sınıfının iş kolu ve işyeri temelinde örgütlenmelerini bu yolla engellemeye çalışıyorlar. O açıdan semt örgütlenmeleri, özellikle işçi semtlerindeki örgütlenmeler de ayrı bir önem kazanıyor. Ancak en önemlisi işyeri ve semt temelinde partimizin temel örgütlerinin, parti hücrelerinin çalışmalarıdır. Parti temel örgütlerimiz, bulundukları çevreye uygun koşullarda işçi sınıfı içinde örgütlülüklerini geliştirdikleri oranda, koşulların sunduğu sendikal ve demokratik örgütlenmeleri yığınları örgütlemek için değerlendirdikleri oranda sonuç alıyorlar.
AKP, parti olarak devletin bütün maddi ve manevi olanaklarını kullanarak yığınları kandırıyor. Değişik adlar altında devlet bütçesinden, belediye bütçelerinden, onların yetmediği alanlarda ise örtülü ödenekten kaynak yaratarak evlere, ailelere nakit para dağıtıyor. Bunun karşısında durmak, bu koşullarda o yığınları örgütlemek kolay değil. Çünkü, işçiler, emekçiler bu maddi geliri kaybetmek istemiyor. Bu ikilemi çözmek yine komünistlere, parti temel örgütlerimize düşüyor.
Bu maddi nakit spekülasyona bir de camilerde, Cem Vakfının cem evlerinde, imamların, hocaların, dedelerin vaaz ve sohbetleri ekleniyor. Mahallelerde, semtlerde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenlerin ev ev dolaşıp yaptıkları propaganda ekleniyor.
Bütün bu gerçeklere gözlerimizi kapatamayız. Ancak, bu bizim için umutsuzluk kaynağı olmamalı. Kriz derinleştikçe, ekonomi tökezledikçe bunun sonuçları işçi sınıfı ve geniş emekçi yığınlarda, bütün bu göz boyama ve kandırmaların boş olduğunu gösterecek. Önümüzdeki dönem bu alanda gelişmelerin yaşanacağı ve sınıf savaşımının yükselme eğilimi göstereceği günler, ayları karşılayacağız. Parti temel örgütlerimiz, tüm yoldaşlarımız bugünden, örgütlendikleri alanlarda bu olgulara uygun çalışmaları geliştirmeli ve yığınların kendi sorunları temelinde eğitim ve eylemine hazır olmalıdırlar.
TKP Merkez Organı ATILIM Gazetesi, Kasım 2014 Sayısı, Baş yazısı.
( www.türkiyekomünistpartisi.org sitesinden alınmıştır )