Hopa Eski Belediye Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Artvin İl Eş Başkanı Yılmaz TOPALOĞLU: “Diyarbakır plakalı DSİ araçları Artvin’de. Belediyenin iş makinaları neden burada olmasın?”

Hopa Eski Belediye Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Artvin İl Eş Başkanı Yılmaz TOPALOĞLU: “Diyarbakır plakalı DSİ araçları Artvin’de. Belediyenin iş makinaları neden burada olmasın?”

Hopa Eski Belediye Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Artvin İl Eş Başkanı Yılmaz TOPALOĞLUHopa’da 11 kişinin hayatına mal olan sel felaketini Hopa eski Belediye Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Artvin İl Eş Başkanı Yılmaz Topaloğlu ile konuştuk.

Politika: Yılmaz bey; öncelikle size ve Hopa halkına geçmiş olsun diyerek röportaja başlamak istiyorum.

Yılmaz Topaloğlu: Çok teşekkür ediyorum.

Politika: Hopa’daki sel felaketinin sebepleri arasında Hidro Elektirik Santral (HES) ve Karadeniz Sahil Yolu (KSY) projeleri de gösteriliyor. Siz buna ne derece katılırsınız? Sizce bunların da etkisi oldu mu?

Yılmaz Topaloğlu: Yani Hopa’da yaşanan sel felaketini sadece Hopa ile sınırlı tutup ve KSY ile HES’lerle ilişkilendirerek çözümlemiş olmayız diye düşünüyorum. Bölgeye başka açılardan da bakmak lazım.

Politika: Mesela?

Yılmaz Topaloğlu: Küresel iklim değişiklikleri çok yoğun... Sonra, nemli hava bölgede yaşayan herkesçe bilinen bir gerçek. Bu nemin getireceği ısı düşmesi sonucu çok ciddi bir yağış olacağı ve bundan böyle artık iklim değişikliklerine de örnek gösterileceği, bu anlamda buna benzer olayları, mesela henüz yargılaması süren Samsun’daki TOKİ binalarında insanların öldüğü hadise ile anımsayabiliriz, pekiştirebiliriz. Rize’de yaşanan aynı olayla pekiştirebiliriz. Tabii ki katılıyorum; öne çıkan şeylerden birisi sahil yolu. Bütün dere havzalarının, yataklarının, su birikintilerinin denizle bağlantısını ortadan kaldırdığı için veya belli hesaplamalar ile yapıldığı için o üretimler, imalatlar bugün çok afaki ve çok daha büyük sağanakla düşen, o dere yataklarına sığmayan suyu taşıyamıyor ve zaman zaman o kara ve deniz yolu bağlantısının olduğu yerlerde olan şey, şimdi çok daha geri planda oldu. Ayrıca, şunu da belirtmek gerekiyor ki Hopa’da HES yok. Ama, bu ve benzeri şeyler her yerde var. Mesela, en büyük sebeplerden birisi de taşkın koruma adı altında yapılan duvarlar ve aynı şekilde yapılmış imalatlar. Bu duvarların içerisinde son 50 yılın, belki birkaç yüzyılın daha yağış miktarı baz alınarak bu imalatlar gerçekleşiyor ama bu doğa olayları, iklimsel değişimler vs. yeni dereler oluşturuyor ve önüne geleni sürükleyecek hale geliyor. Halbuki, bu imalatlar yatay, 45 derecelik açıyla inşa edilmiş olsalar, üstünden birer metre sağına ve soluna açılma şansı olsaydı en azından rahatlamayı yapacak ve su istediği alanı kullanarak akacaktı. Bununla birlikte, çok ciddi bir çarpık kentleşme politikası da uygulandı. Bu politika uygulanırken doğa ve çevre gözetilmedi. Bunlar da çok etkili oldu.

Politika: Selden sonra çevre belediyelerden bir destek gördü mü Hopa halkı? Eğer bir destek gördüyse hangi belediye ya da belediyeler Hopa’ya yardımcı oldu?

Yılmaz Topaloğlu: Hopa’da hemen felaket sonrasında, belediye ve kaymakamlığın kurduğu Kriz Masası çerçevesinde, özellikle de belediye parti ilişkileri üzerinden çok büyük bir destek aldı. Bunun yanında Halk İnsiyatifi ve Kriz Merkezi de oluşturuldu. Halk İnsiyatifi’ne benzer felaketleri (deprem vb.) yaşayan belediyelerden destek teklifleri geldi. Diyarbakır ve Van gibi deprem yaşamış yerlerin belediyeleri, tereddütsüz destek sundular bize.

Politika: Ben de onu sormak istiyorum size. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) belediyeleri tarafından Hopa’ya yardım gönderilmesi nasıl karşılandı Hopa halkı tarafından? Ulusalcı ön yargılar burada devreye girdi mi?

Yılmaz Topaloğlu: Hayır, en küçük bir şey olmadı. İçlerinden geçirenler olmuş olabilir. Ancak, pratikte böyle bir şey yaşamadık. Van’dan, Diyarbakır’dan, Iğdır’dan, Ağrı’dan bu inisiyatif merkezine evsel ihtiyaçlar (su, temizlik maddeleri vs.) ve bizim dillendirmeye çalıştığımız diğer ihtiyaçlar için yedi tır dolusu malzeme geldi. Bunun hangi kanallarla geldiği de biliniyor. Ayrıca, Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi’nin bir iş makinesi de afet mahalinde şu anda çalışmakta.

Politika: Demin de sordum, ama net bir cevap alamadım şu soruma: Çevre belediyelerden, yani Doğu Karadeniz sahili üzerindeki belediyelerden Hopa’ya bir yardım geldi mi?

Yılmaz Topaloğlu: Geldi. Bu yardımlar belediyeye gitti. Belediyede makina parkları var, görüyoruz. Ama, şuna inanıyorum ki bunlar diğer belediyelerin bizimle dayanışma amacıyla yaptıkları bir şey değil. Geçmişte bu tür felaketleri yaşadıkları, bildikleri ve hissettikleri için daha atak davrandılar ve tereddütsüz Hopa’ya yardım teklifinde bulundular. Çok fazla yardım geldi. Biz bu yardımları durdurduk. Şu anda Kızılay devreye girdi.

Politika: Siz şimdi bir Sivil Dayanışma İnisiyatifi oluşturdunuz. Kaymakamlık ve belediyenin de oluşturdukları bir Kriz Masası var. Koordineli bir faaliyetiniz oldu mu?

Yılmaz Topaloğlu: Hayır. Ne yazık ki ayrı ayrı çalışıyoruz. Gönül ister ki burada olağanüstü durumda yaşananları bir an önce rehabilite ederek normale dönmek için bu sivil inisiyatifin kendi çalışmaları kadar eldeki imkanları da bir merkezde koordine edebilseydik. Örneğin, Sivil İnisiyatif’ten bir ya da iki kişi, Kriz Masası’nda da yer alabilseydi iyi olurdu. Bu teklifi götürdük. Ancak, kabul görmedi. Sivil İnisiyatif bu şekilde ortaya çıktı.

Politika: Sizin bu teklifinizi reddederken ne öne sürdüler?

Yılmaz Topaloğlu: Bize yardım teklifleri geldikten sonra bunları iletmek için belediyeye gittik. Bize “Yeterli araç- gerece sahibiz, bunlar da geldikten sonra yeni sorunlar ve kargaşa ortaya çıkabilir” dediler ve red cevabı aldık.

Politika: Neden kargaşa olsun?

Yılmaz Topaloğlu: Diyarbakır Büyükşehir iş makinelerinin hemen hemen her sorunlu alana müdahale edebilecek durumda olduğunu, belediyeden red cevabı aldıktan sonra Kriz Masası’na ilettik. Şimdi, o makinalardan biri çalışmasını sürdürüyor. Ayrıca, sayın vali, Hopa’yı ziyareti sırasında aynen şöyle söyledi: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin teklifini maalesef belediye geri çevirdi. O beni çok ilgilendirmiyor. Diyarbakır plakalı DSİ araçları Artvin’de. Belediyenin iş makinaları neden burada olmasın?

Politika: Hopa’da selzedelere yardım amacıyla neler yapıldı? Komşu ve yakın ilçelerden halktan insanlar, Hopa’ya gelip yardım faaliyetlerine katıldılar mı?

Yılmaz Topaloğlu: Yanı başımızda, ölümler olmasa da, komşumuz Arhavi’de de ciddi bir maddi hasar meydana geldi. Pek çok insan, bugün hala evine giremiyor. Tesellimiz o ki, oralarda can kaybı yok. Ancak, Sivil İnisiyatif’e gelen tüm yardımları not alıyoruz. Örneğin, üç genç vatandaşımızın kendilerince topladıkları yardımları gördük. Öbür yandan, kurumsal kimliği olan bütün kurumlardan önemli destek gördük. TMMOB gibi, çevre dernekleri gibi kurumlardan ve bu örgütlülüklerin içinde olan tek tek bireylerden, sanatçılardan destek gördük. Gelen yardımları insanları tek tek dağıttık. Ama, sel felaketinden sonra insanlar ilk günlerde yakınlarında kalsalar bile zamanla evsizliğin yakıcı bir sorun haline geldiğini ve buna bağlı pek çok ihtiyacın kendini gün gün hissettireceğini söylemek mümkün. Bugünden itibaren, su ve temizlik malzemeleri önemli ihtiyaçlar arasında yer alıyor. Çok az miktarda da olsa, belli bir süreliğine kuru gıdaya ihtiyaç duyacağımız açık.

Politika: Hopa Afet Sivil Dayanışma İnisiyatifi nasıl oluşturuldu?

Yılmaz Topaloğlu: Selden sonra ilk günü, Halkevleri, ÖDP, ESP ve HDP’nin, halktan insanlarla da bir araya gelerek oluşturduğu bir örgütlenmeyle oluşturuldu.

Politika: HDP olarak, ÖDP ve Halkevleri ile birlikte mi bu faaliyetleri yürütüyorsunuz, yoksa ayrı ayrı mı?

Yılmaz Topaloğlu: Birleşik olarak başladık. Sadece bugün, çadırın açıldığı yerle ilgili ve merkezin olduğu yerle ilgili ikili bir görüntü çıksa bile başlangıçta hep beraber yapılan bir faaliyet var. Özellikle çadırın açılması ve bir merkezin oluşturulması ihtiyaç. Çünkü, anlık geçişlerle sürekli bulunduğumuz yerde oturup durumu organize edemeyiz. Dolayısıyla, gelen yardımların da hem depolanması, hem de dağıtımı ile ilgili ihtiyaç duyduğumuz çadırın gelmesiyle de o alanı oluşturduk. Her iki tarafta da bugün çalışmalar sürüyor.

Politika: HDP heyetinin Hopa’ya gelişi sırasında olumsuz bir tepkiyle karşılaştınız mı?

Yılmaz Topaloğlu: Hayır. Kurumsal ziyaretimizi yaparken belediyeden randevumu talebimize geri dönüş olmadı. Tesadüf o ki, Kriz Merkezi Hopa’da olduğu için sayın vali de Hopa’ya geldi ve onunla kaymakamlıkta bir görüşme yaptık. Bunların dışında, hiçbir olumsuzluk ile karşılaşmadık.

Politika: Hopa’ya gelen yardımlar Hopa halkının ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşıladı mı?

Yılmaz Topaloğlu: Hiç şüphe yok ki sivil ve resmi kriz merkezlerinin senkronizasyonu sağlanabilseydi alandaki durumu görüp bu soruya daha net cevaplar verebilirdik. Biz kendi alanımızda yaptığımız çalışmayla acil ihtiyaçların karşılandığını söyleyebiliriz. Bugün köylere ulaşım tam olarak sağlanmış değil. Ayları bulabilecek bir üstyapı çalışması gerekiyor. Kademeli olarak su veriliyor. En az iki hafta boyunca suyun temizlenmesi gerekiyor. Bu da içme suyunun da acil bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Kademeli olarak kuru gıda, temizlik malzemeleri gibi ihtiyaçları tespit ettik. Ancak, şu anda acil bir ihtiyaç olduğunu söylemek zor.

Politika: HDP Hopa ilçe örgütü olarak, selden bugüne kadar geçen sürede yapılan çalışmaların neresinde yer alıyorsunuz?

Yılmaz Topaloğlu: Biz daha çok durum tespiti, mevcut durumda acil müdahaleler vb. şeyleri yerine getirdik. Faaliyetimizin tümünü acil durumda olanlarla insani bir dayanışma içerisinde olmak üzerine gerçekleştirdik. Kentin uzun vadedeki olası sorunlarını tespit etmeye çalışıyoruz. Örneğin, Hopa’nın altyapısının çöküp çökmediği belli değil. Altyapı çöktüyse Hopa’yı zor günler bekliyor. Bunu aylarca sürebilecek bir çalışma olarak ele alıyoruz. Biz HDP olarak veya sivil inisiyatif olarak insanları selin ilk andaki şokundan çıkarıp normale döndürmeye çalışıyoruz.

Politika: Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Yılmaz Topaloğlu: Umarım Hopa’da yaşanan sel felaketi, başta çevre bilimciler olmak üzere, şehir plancıları, yerel uygulayıcılar, yani sivil toplumun tüm temsilcileri, tek tek yurttaşlar ve bütün halk, bir yerleşim yeri nasıl olmalı, hangi sorunları zaman içerisinde insanlar yaşıyor ve gelecekte yaşayabilir sorularına kafa yormalı. Bu felaketi belli bir kesime havale etmeden, yıllardır süregelen belli bir birikimin sonucu olarak görmek ve bundan dersler çıkarmak gerekiyor.

Politika: Röportaj için çok teşekkür ediyorum. Tekrar büyük geçmiş olsun.

Yılmaz Topaloğlu: Ben geldiğiniz için teşekkür ediyorum.


Konuyla ilişkili diğer makaleler