Kriz ve Çıkış Yolu
Türkiye’nin politik gündemini bir yandan “koalisyon mu, erken seçim mi?” tartışması, diğer yandan iktidarın saldırısı sonucunda oluşan çatışma ortamı belirliyor. Egemen sınıflar, işbirlikçi tekelci burjuvazi AKP’den desteğini çekmiş değil. AKPCHP Koalisyonu tarzında bir yöntem ile kendileri açısından ekonomik ve siyasi “istikrar” sağlamayı zorluyorlar. Erdoğan ve çevresindekiler ise erken seçimle kendileri açısından raydan çıkan treni tekrar raya oturtma planları yapıyor. Bunun tek yolu da HDP’nin olası bir seçimde Meclis’e girmemesi olduğu için HDP’ye savaş açmış durumda. Dış politikada, bölgesel planları açısından da Suriye’deki, İran’daki ve Rojava özelindeki süreçler “plan dışı” gelişiyor. Onun için de KCK’ye, PKK’ye savaş açmış saldırıyor.
Hukuki olarak kendi Anayasa’larında yeri olsa dahi, bu hükümet meşru bir hükümet değildir. 7 Haziran seçimleri AKP hükümetini düşürmüştür. Meclis’te, Meclis Başkanlığı seçimlerinde ve genel görüşme oturumunda görüldüğü gibi ülkeyi yönetecek parlamenter bir irade oluşmamaktadır. AKP ve Erdoğan, tek başına iktidar ve devletteki kurumsallaşmasını tamamlamak için ihtiyacı olan güce sahip değildir. AKP-MHP Koalisyonu bir Savaş Koalisyonu, AKP-CHP Koalisyonu bir çok konuda anlaşamayacakları bir çözümsüzlük, AKP-HDP Koalisyonu ise mümkün değildir. Sonuçta hükümet kurma durumu ortada kalıyor ve meşru olmayan bir hükümet ülkeyi yönetiyor.
Henüz siyasi bir kriz ve ona bağlı olarak gelişecek ekonomik bir kriz düzeyine gelmemiş dahi olsa, ülkede bir yönetim krizi somut olarak mevcuttur. Olası bir AKP-CHP Koalisyonu yönetim krizini çözemez, sadece bir dönem için erteler. Erken seçim, oy oranları değişmezse önümüze 7 Haziran tablosunu çıkarır. Bu sebeplerden dolayı, gerek parlamenter, gerekse de parlamento dışı mücadele açısından, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan, Türkiye işçi sınıfının devrimci güçleri ve Kürt özgürlük ve demokrasi hareketinin eylem ve güçbirliği çerçevesinde Türkiye’nin en geniş, barış, demokrasi, emek, özgürlük ve sosyalizm güçlerinin geliştireceği irade ve mücadele yoluyla güçlenmesidir. Bu mücadelenin ne kadar barışçıl veya ne kadar barışçıl olmayan yoldan gelişeceğini, meşru olmayan iktidar ve arkasında duran devlet ile işbirlikçi tekelci burjuvazinin tarzı belirleyecektir.
TKP Merkez Komitesi Organı
ATILIM Gazetesi
Ağustos 2015 Sayı: 262
(www.türkiyekomünistpartisi.org sitesinden alınmıştır)