Barışın yüzü sıcaktır. En çok söz ettiğimiz, ihtiyaç duyduğumuz, hasretini çektiğimiz, uğruna bedeller verdiğimiz, ömürler adadığımız bir olgulardan bir tanesidir, Barış.
1 Eylül, Dünya Barış Günü’nün kutlandığı bugünlerde Barış sorunu yakıcılığını korumaktadır. Komşumuz Suriye ve Irak topraklarında sürdürülen savaş sonlandırılmadan, Ortadoğu’da barış politikası, iyi komşuluk ilişkileri izlenmeden ve ülkenin içinde sıkıyönetim, olağanüstü hal kaldırılmadan, çatışmalara son verilmeden, Kürt halkına uygulanan asimilasyon politikası terk edilmeden ülkede barış sağlanamaz. Ve, nihayetinde barış sorunu bir sınıf mücadelesi sorunudur. Emek ile sermaye arasındaki temel çelişki çözülmeden ulusal, bölgesel ve evrensel anlamda adil, kalıcı ve onurlu bir barışın gerçekleşmesinden söz etmek bir ham hayal ve koca bir yalandır. Çünkü, savaşların kaynağı sömürüdür. devamı