AKP, Kürdistan’da Tabela Partisi Olma Yolunda...
Türkiye siyasal tarihinin en önemli ve kritik seçimleri yapıldı. Yeni bir dönem açısından önemli sonuçlar ortaya çıkmış bulunuyor. İlk önce halkların birleşik demokratik mücadele hattı, büyük bir atılım yapmıştır. Kürdistanda bazı milliyetçi grupların halen ortak mücadeleye soğuk bakmalarının inadına ortak mücadele hattının örülmesi, ayrıca demokratik ulus ile ortak vatan paradigması doğrultusunda halklar emekçiler demokrasi ve Türkiye sol hareketi yan yana gelmişlerdir. Tekçi anlayışa karşı halklar kendilerini her anlamda ifade edecek şekilde toplumsal ilerleme ve demokratik cumhuriyet anlayışında ortaklaşmışlardır. 7 Haziran’da gerçekleşen seçim, Türkiye’nin diğer seçimlerinden oldukça farklıdır. Diğer seçimlerde iktidara gelecek güçler oylanırken, bu seçimde ise rejimin geleceği oylandı. HDP çatısı altında birleşen barış, özgürlük, demokrasi ve sosyalizmden yana güçler ise YENİ YAŞAM’I yaratma politikasını başarıyla hayata geçirdiler.
Demokratik çevrelerin, Kürt özgürlük hareketi, sol ve sosyalist unsurların tüm istemlerine rağmen AKP 12 Eylül faşist rejiminin ifadesi olan seçim barajını düşürmedi. 12 Eylül’ün yarattığı ne kadar anti demokratik yasa varsa hepsine sahip çıktı, kurumları ve anayasayı kendine göre değiştirdi. Kitleler arkamda, ekonomiyi, dini, milliyetçiliği istediğim gibi kullanırım mantığı hakim oldu. Cumhurbaşkanı, AKP lehine seçim çalışması yürüttü, bunu yaparken de anayasayı çiğnedi, hiçbir hukuk kuralını tanımadı, devlet gücünü, hazine gücünü, iş dünyasının gücünü kullandı. Bunu yaparken AKP‘ye yandaşlık yapan medyanın gücünü kullandı, hedef göstererek HDP’yi yıpratmaya çalıştı, iç savaş tamtamlarına başvurdu, provokasyonlar geliştirdi, Ağrı’yla başladı, Erzurum’la devam eti. Adana, Mersin de bombalar, genel merkez saldırısı son olarakta Amed’deki katliamla bunu sonuçlandırmak istediler. HDP’ye karşı kirli ve kara bir propaganda yürütüldü. Amed’deki bombalı katliam girişimi, örgütlü disiplinli duruşla boşa çıkarıldı.
HDP, Yeni Yaşam’ı, demokrasiyi, barışı, özgürlüğü, çokluğu, renkliliği, Türkiyenin bütün renklerini, bütün özgürlük arayışlarını kucaklayan, karşılayan, hepsine kapısını açan kapsayan bir söylemle toplumun huzuruna çıktı. Demokratik ulus, demokratik cumhuriyet projeleri geliştirildi, dinsel ve mezhepsel azınlıklar, etnik azınlıklar, kültürel farklılıklar, gençler, kadınlar, herkes yeni yaşam projesi etrafında birleştiler ve başarılı oldular. HALKLAR İKTİDARA, İKTİDAR TÜM HALKLARA sloganı hayat buldu.
AKP neden Kürdistan’da tabela partisi oldu, metropollerde yaşayan Kürtlerin büyük çoğunluğu verdikleri emanet oylarını geri aldılar. AKP’nin savaş politikaları, Roboski katliamı, Kobane politikası, düştü düşecek naraları, Rojava’da ki kirli oyunlar, dini ve kutsal kitabı seçim malzemesi olarak göstermesi, Kürdistan’da savaş politikalarına dönüşü, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren İŞİD adlı katliam terör şebekesinin, Rojava’da, Irak Kürdistanında yaptığı dehşet ve katliamlara, Kürt kızlarının, Ezidi, Arap kadınlarının pazarlarda satılması, fuhuşa teşvik edilmesi, AKP’ye olan güvensizliği geliştirmiş, Kürtler ve Ortadoğu halkları tarafından nefretle anılmaya başlanmıştır. Bu olgular seçim sonuçlarına doğrudan yansıdı. En sonunda Amed mitinginde patlatılan bombalar, bardağı taşıran son damla olmuştur. Bütün bu nedenler Kürdistan’da, AKP’yi ve yandaş partilerini birer tabela partisi haline getirdi. Korucu köyü olan Giresor Köyü dahi HDP dedikten sonra, AKP’nin sonunun başlangıcı olduğunu herkes farkına vardı. Türkiye tarihinin en önemli seçimi geride kaldı, devrimci demokrasi güçleri ilk defa siyasal gelişmeleri etkileyen temel faktör haline geldi. Demokratik devrimin önündeki barajlar yıkılmaya başlanmıştır. Kürdistan ve Türkiye’de yürütülen özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ortaklaştırılması, Türkiye açısından özgür geleceğin ne olduğunu ortaya koymuştur. Bu seçim başarısıyla komünistler, sosyalistler, başta olmak üzere sol güçlerin yeniden Türkiye politikasında etkili olacağı bir ortam yakalamıştır. Artık toplumun ortaçağ karanlığına sürüklenmesine, faşizme, kapitalist sömürüye, yok sayılmaya, inkara, asimilasyona ve tek adam diktatörlüğüne müsaade etmeyecek, Gezi direnişi, Kobane direnişi, grevdeki metal işçilerinin zaferi bütünleşerek bu başarıyı sağladı. Türkiye işçi ve emekçilerinin, eşitlik ve özgürlüğünü isteyen Kürtlerin bu muazzam birliğini ileri götürmek bizleri hedeflerimize yakınlaştıracaktır.