POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 04.02-10.02.2019
SURİYE
Suriye’de QSD-DSG öncülüğünde IŞİD’e karşı son vurucu operasyon başlatıldı. IŞİD’in son barınma yeri olarak kabul edilen Deyr-i Zor bölgesi yakınlarındaki Bagoz Köyü’ne yönelik dün akşam saatlerinde DSG tarafından operasyon başlatıldı.
DSG yaptığı açıklamada operasyonun başarıyla sürdüğünü ve kısa sürede IŞİD’in yenilgiye uğradığının dünyaya müjdeleneceğini açıklamıştı. ABD Başkanı Trump da kısa süre önce benzer bir açıklama yapmış ve IŞİD’in yenilgiye uğratıldığını dünyaya ilan edebileceğini açıklamıştı. Rus Haber Ajanslarından Sputnik’in de söz konusu operasyondan övgüyle söz etmesi dikkat çekiyor. Bu operasyondan sonra IŞİD’in görüntü olarak yok edildiği dünyaya ilan edilebilir ama IŞİD fikriyatı ve tehlikesinin tümüyle ortadan kalktığı söylenemez. En son Pentagon bu yönlü bir rapor hazırlamış ve IŞİD’in 6 ay ile bir yıl içerisinde yeniden dirilebileceği uyarısında bulunmuştu. O yüzden IŞİD’den temizlenen bölgelerdeki demokratik dönüşüm son derece önem kazanıyor.
VENEZUELA
Venezuela’da ise değişim, darbe, müdahalenin iç içe geçtiği bir dönem yaşanıyor. En son ABD’yi Venezuela’nın zenginliklerine göz dikmekle suçlayan Venezuela Devlet Başkanı Maduro, ülke tarihinin en büyük askeri tatbikatını başlattı. 5 gün sürecek olan tatbikat esas olarak uluslararası müdahaleye yönelik gözdağı olarak nitelendiriliyor. Rusya, Türkiye, ABD, Çin, Meksika, Bolivya gibi ülkelerin destek verdiği Venezuela’nın bu tatbikat ile Kolombiya sahillerinde ve Brezilya’da askeri hazırlık yapan ABD askeri kuvvetlerine bir uyarı olduğu değerlendiriliyor. Askeri tatbikatın niteliksel olarak en önemli özelliklerinden biri, düzenli ordu güçleri ile şehirlerdeki ve kırsaldaki devrimci milis güçlerinin koordinasyonunun senaryolarının uygulanmasıdır. Buradan anlaşılıyor ki, ekonomik yaptırımlar ve siyasi müdahaleler ile devrimci süreci engelleyemeyen ABD emperyalizmi, yanına AB emperyalistlerini ve Güney Amerika’daki gerici rejimleri de alarak Venezuela’ya karşı askeri müdahale ile sonuç almayı planlıyor. Ülkede kanlı bir iç savaş anlamına da gelebilecek olan böyle bir müdahale Venezuela’daki devrimci sürecin geleceği açısından kritik koşullar yaratıyor. Devrimci güçlerin stratejisi ise olası böyle bir sürecin sonucunda devrimci sürecin sınıfsal anlamda ilerleyerek proletarya devrimi niteliğini kazanmasıdır. Venezuela Komünist Partisi’nin tüm hazırlıkları bu yönde.
YEREL SEÇİMLER VE EKONOMİ
Yerel seçimler yaklaşınca AKP’nin ve iktidarın en büyük rakibi ekonomideki kötü gidişat olacağı kesinleşmeye başladı. Erdoğan ve AKP daha önce inkar ettiği ve yok saydığı ekonomik krizin etkileri derinleşmeye başlayınca bunu gerekçelendirmeye başladılar. Hatta hayat pahalılığından, enflasyondan Hal’deki esnafı, stokçuları başından beri sorumlu tutuyorlar. Erdoğan en son yaptığı açıklama ile Hal’e yönelik operasyon sinyali vererek, “Hal terörü bitecek” açıklamasında bulundu. Bu açıklamalar AKP gazeteleri tarafından manşetlere çıkarıldı. Hafta sonu Sivas ve başka yerlerde miting yapan Erdoğan ekonomik krizin sonuçlarını da bu vesile ile gerekçelendirdi. Erdoğan miting alanındaki insanların zamlara karşı tepkisine karşılık insanları azarlayarak, bu artışların “terörizm diye adlandırdığı Kürtlere karşı savaş ile” gerekçelendirdi. Aslında Erdoğan’ın yaklaşımları Banker Bilo filmindeki gibi, “Evet zam yaptım, hayat pahalı ama hele bir sorun niye yaptım” örneğini anımsatıyor. Erdoğan’ın bunu açık açık savunuyor olması, Türkiye’deki muazzam muhalefet boşluğuna yönelik göstergelerden biri olarak nitelendirilebilir.
Bu boşluğu değerlendirebilecek tek güç olan HDP ise AKP ve devletin saldırılarının hedefinde yer alıyor. Son 3,5 yılda bütün saldırılara rağmen halen seçimin kaderini belirleyecek, dinamikleri değiştirebilecek temel güç olan HDP, seçim öncesi bir yandan adli bir yandan da psikolojik saldırıların hedefinde yer alıyor. İşin talimatı Erdoğan’dan, uygulaması ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan. Soylu, aynı zamanda “HDP’ye ve Kürtlere saldırdıkça sistem içerisinde yükselmeye yol açtığını” keşfetmiş ve gündemden düştüğü her dönem Kürtleri tehdit ederek yoluna devam ediyor. Daha önce Pervin Buldan’ı tehdit eden ve bunu da çıkıp açıklayan Soylu, şimdi de bütün milletvekillerini tehdit ederek, “Apo için yürüyecek olan milletvekillerini yürüten adam değildir” tehdidinde bulundu. Soylu’nun açıklamaları aynı zamanda gerginlik siyasetinin de bir göstergesi ve HDP’ye karşı takındıkları tutumla güç gösterisinde bulunuyorlar.
LEYLA GÜVEN
Leyla Güven’in açlık grevi bugün 96. gününe girdi ve HDP’nin kimi girişimleri dışında konuya ilişkin ciddi bir sessizlik var. Sadece Güven değil açlık grevine giren diğer tutsakların da başta Nasır Yağızay ve Yüksel Koç olmak üzere sağlık durumları gittikçe kötüleşiyor. Bunun yanı sıra, hafta sonu HDP Kadın Adayları tanıtıldı ve Kadın Seçim Beyannamesi açıklandı ki, HDP diğer partilerden temel farkını da bu lansman ile göstermiş oldu. CHP’de adaylarını tanıtarak 12 Maddelik seçim beyannamesini açıkladı. AKM’nin yerine yapılan temel atma töreni de Kemalistler ile yeni rejimin unsurları arasında yeniden bir hesaplaşmanın fitilini ateşleyecek gibi duruyor. AKP gazeteleri olayı, “Gezicilere karşı zafer” olarak manşetlerine taşıdı.